GEZİ DİRENİŞİ, DEMOKRATİKLEŞME VE KATILIMCI PLANLAMA | TAYFUN KAHRAMAN Kentlerin başta dezavantajlı gruplar olmak üzere yaşayanları tarafından planlanması yerel demokrasinin önemli unsurlarından. Oysa kentin planlaması hâlâ teknik bir iş olarak görülüyor, otoriterleşme ile beraber giderek yerel yönetimlerin elinden alınarak merkezileştiriliyor. Mevcut durumun değişkenlerinin yarattığı bu zorluklar nedeniyle yasal bir zorunluluk ve bir rıza üretme aracı olmanın ötesine geçmesi gereken katılımcı planlamanın tam anlamıyla hayata geçebildiği söylenemez. Gezi’nin demokratikleşme, eşitlik, özgürlük ve kardeşleşme talepleri, demokratik katılım mekanizmaları üzerine inşa edilen bir kent planlamasının ve parçası olduğu kent hakkının tanınmasının temelini oluşturuyor.
GEZİ’DEN BUGÜNE YEREL DEMOKRASİ DENEYİMLERİNİN SEYRİ | BEGÜM ÖZDEN FIRAT Gezi’nin bakiyesi sayılabilecek yerel demokrasi inisiyatiflerinin, genellikle gündelik toplumsal konularla ilgili ve dönemsel ortaya çıktığını gördük. Kimi yerelle merkezi yönetim rekabeti veya iş birliği koşullarında özerkliğini koruma mücadelesi verdi, kimi geleneksel dayanışma ağlarının varlığını sürdürdüğü alanlarda güçlenmekte ve kök salmakta zorlandı. Toplumsal kriz anlarında dayanışma veya yurttaşlık haklarından çok hayırseverlik, yardımlaşma veya sadaka eksenine kayan sosyal politikalar karşısında yerel ve özerk dayanışma inisiyatiflerinin çabaları boşa düşme riskiyle karşı karşıya kaldı. Prof. Dr. Begüm Özden Fırat’la inisiyatiflerin karşılaştıkları bu zorlu yolu, Gezi birikimini, kalıcılık ve devamlılıklarını konuştuk.
GEZİ VE PARK FORUMLARI GELECEĞİN YÖNETİM BİÇİMİDİR | MURAT SEVİNÇ Bugün öncekilerden farklı olarak kapitalizmin sonunu getirme potansiyeline sahip gelişmelerin sonucunu yaşıyoruz. Söz konusu dönüşüm günümüz temsil anlayışını da kökten değiştiriyor. Gezi süreci bu temsil anlayışına yönelik yeni bir katılım talebi ortaya koydu. Park forumları ve birlikte yaşam deneyimi yerel düzeydeki katılım talebinin son derece çarpıcı bir biçimde dile getirilmesiydi. İşte bu yüzden forumlar geleceğin yönetim biçimi olacak, olmalı.
KENT HAKKINI VEYA EKOLOJİK KRİZİN ETKİLERİNİ ODAĞINA ALAN HAREKETLERİN GEZİ’YE VE GEZİ’NİN BU HAREKETLERE ETKİSİ | AYŞE MÜCELLA YAPICI Neoliberal politikalar çerçevesinde emeğin ve doğanın yanı sıra kentler de sermayenin birikim aracı hâline getirildi. Özellikle sermayenin çıkarlarını korumak kadar kendi sermayesini de yaratmaya çalışan AKP döneminde kentsel mekânın, doğanın ve kültürel varlıkların tahribatı had safhaya ulaştı. Hukuktan bürokrasiye, sivil toplumdan her tür etiğe neredeyse tüm alanlarda yaşanan engeller, bozulma ve aşınmaya rağmen ortaya çıkan Gezi Direnişi; her yaş, kimlik, cinsel yönelimden insanın “kendiliğinden” ve “öngörülemez” bir itirazı oldu. Gezi’den bugüne yansıyan da ortak varlıkları ve değerleri bir araya gelerek ve dayanışarak korumaya ve böylelikle geleceğimizi kendimizin belirleyebilmesi olasılığına olan umut ve inanç olmaya devam ediyor…
GEZİ ÖNCESİ VE SONRASI KENT VE KIR SAKİNLERİNİN GÜNDEMİNDEKİ HAK MÜCADELELERİ | Ş. CAN ATALAY Hak arama mücadelelerinin zamanla çeşitlenen, Türkiye’de farklı alanlarda karşılığını bulan bir eylem repertuvarı var: İmza kampanyaları, sosyal medya etiket kampanyaları, basın açıklamaları, yürüyüşler, protestolar, oturma eylemleri, insan zincirleri, davalar, itirazlar… Bu hukuk alanında ve kamusal mekânlarda el ele gelişen eylem çeşitliliğinin kent ve ekoloji hareketleri tarafından sahiplenildiğini de görüyoruz. Peki Türkiye ve İstanbul’da kent ve kır sakinlerinin gündelik yaşamına veya 10 seneye yaklaşan mirasıyla Gezi’nin ve devamında gelişen hak arama mücadelelerinin dönüştürücü bir etkisi oldu mu?
DEMOKRASİNİN ÖN KOŞULU KENT MEYDANLARI VE GEZİ DİRENİŞİ | MERİÇ DEMİR KAHRAMAN Meydanlar, MÖ 5. yüzyıldan beri kentlerin bir araya gelme, yüz yüze iletişim kurma, tartışma, uzlaşma, beraber karar alma, beraber hareket etme mekânları olageldi. İstanbul’un tarihi boyunca hem siyasî hem de sosyal buluşmaların gerçekleştiği, konuşma, tartışma ve itirazları dile getirme mekânları olan Sultanahmet, Beyazıt ve Taksim Cumhuriyet meydanları zaman içerisinde değiştirildi, dönüştürüldü, kısıtlandı. Yerel demokrasinin başlıca unsurlarından kent meydanına sahip çıkan Gezi de çok uzun zamandır otoriterleşen iktidar tarafından ayrıştırılan, düşmanlaştırılan, sansürlenen ve yok sayılanların görülme, duyulma çabasıdır.