İndirilebilir İçerikKRİZ, SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK VE İHTİYAÇLAR ÜZERİNE KAVRAMSAL BİR TARTIŞMA | AYŞE BUĞRA Orta sınıf için geçimin giderek imkânsızlaştığı, alt sınıflar içinse derinleşen bir açlık krizine dönüşen bu süreç yakın bir zamanda aşılabilecek gibi görünmüyor. Gökçe Yeniev, yaşamakta olduğumuz geçim sıkıntısını ve yoksullaşmayı daha iyi anlayabilmek için kriz, sürdürülebilirlik ve ihtiyaç kavramlarını, sosyal adalet birlikte yaşama arasındaki ilişkiyi ve alternatif sosyal politika yaklaşımlarını Prof. Dr. Ayşe Buğra ile konuştu.
KENTLERDE AĞIRLAŞAN GEÇİM SANCISI NE DEĞİŞTİ? | MUSTAFA SÖNMEZ Yurttaşların çoğunluğu ekonomik krizin ağırlaşan koşullarıyla yüzleşse de İstanbul gibi kentlerin sakinlerinin bu şartları deneyimleme şeklinin farklılaştığını belki de sayılara bakmadan, gözlemlerimizle ve deneyimlerimizle doğrulayabiliriz. Yine de bu noktaya gelişin bir izleğini, dönüm noktalarını ortaya koymakta yarar var.
İSTANBUL’UN KRİZ ROTASI: 11 ADIMDA GEÇİM VE DAYANIŞMA | ŞEHİDE ZEHRA KELEŞ Ekonomik öngörüler ve enflasyon oranlarının ötesinde, bugün herkes “yeni” bir şey yaşandığı konusunda mutabık. Bundan bir süre önce, hepimizin hayatına basit ama bir o kadar güçlü bir soru düştü: Neler oluyor? Bu soruya yanıt vermek için İstanbul Planlama Ajansı tarafından yürütülen “Ekonomik Krizin Kıskacında: İstanbul’da Geçim ve Dayanışma” araştırması İstanbul’un en yoksul 11 mahallesindeki gözlemleri, çözülen dayanışma mekanizmalarını ve İstanbul’da hayatta kalma stratejilerini ortaya koyuyor.
GEÇİM DERDİ VE SOSYAL POLİTİKA | MERYEM KORAY Metropol sakinlerinin ekonomik darboğazdaki geçim sıkıntısını giderecek ulusal ekonomik göstergelerin iyileştirilmesi kadar kamucu bir sosyal politikanın varlığı ve niteliği de bir ihtiyaç. Ancak nitelikli bir sosyal politikanın varlığı veya yokluğu da yine mevcut maddi kısıtların tarihsel kökenleriyle ilgili. Yerel yönetimler de bu kısıtlardan payını alıyor.
POPÜLİST REFAH DEVLETİ REJİMİ VE SİYASİ BELİRLEYENLERİ | ERDEM YÖRÜK Ekonomik kriz bugün, refah devleti sisteminin kalkınmacı dönemdekinden farklı olduğu günlerde yaşanıyor. 1950’lerden 1990’lara kadar yürürlükte olan istihdam temelli refah sistemi geride kalmış durumda. Yerine geleni anlamaya dönük alternatif bir bakış açısı, Türkiye’yi de içinde sayabileceğimiz Küresel Güney’de ortaya çıkan Popülist Refah Devleti Rejimi Modeli’ne bakıyor. Farklı alanlarda birçok sosyal yardımdan oluşan bu modelin yoksullar nezdinde siyasi rıza devşirme ve popülist destek sağlama aracı olarak da karşımıza çıktığını görüyoruz.
KENTLER VE GELİR EŞİTSİZLİĞİ: GELİR EŞİTSİZLİĞİ ve YOKSULLUK KARŞISINDA KENT BELEDİYELERİNİN SORUMLULUĞU | HÜLYA KİRMANOĞLU Kentin mekânsal kullanımında oluşan ayrımlar aynı zamanda ciddi bir uzamsal adalet sorunu olduğunu gösterir. Bu sorunu çözmek ve fırsatları yeniden dağıtarak “adil bir kent”e yaklaşmak için temel gelir tartışmaları yerel yönetimlere nasıl bir alan açıyor? Yapılması gereken bireyin parasal kazancı yanında kendisine daha düşük fiyatla daha çok kaynak sunulmasını da gelir tanımına dâhil etmek olabilir.