İndirilebilir İçerikYEREL SEÇİMLERDE SEÇMEN DAVRANIŞI: NE KADAR YEREL? | Emre Erdoğan
Yerel seçimlerde, “akılcı” seçmenin genel seçimlerde olduğu gibi kendisi için de en iyi olacağını düşündüğü adaya ya da partiye oy vereceği beklenebilir. Ancak çeşitli alanlardaki yerel hizmetlerin seçmenin hayatındaki öncelik sıralamasından, etki yaratma düzeyinden ve algılanma biçiminden adayın tanınırlığına kadar birçok unsur bunu karmaşık hâle getirir. Seçmenler ortaya çıkan belirsizliği aşmak için oy verme kararını belirlerken farklı “kısa yollara” başvurur.
KURAL HİÇ DEĞİŞMEZ: SEÇİMLERİ DOĞRU STRATEJİ KAZANDIRIR | Gülfem Saydan Sanver
Yerel seçimler, ulusal ölçekteki siyasal ortam ve ilişkilerden, ekonomik durumdan doğrudan etkilense ve genel seçimlerle bazı benzerlikler barındırsa da yerele ait dinamik, ihtiyaç, beklenti ve taleplere göre şekillenmesi gereken süreçler. Seçmenlerle kurduğu ilişkide seçmenlerin arasındaki farklılıkları göz ardı etmeyen, onların hayatını önemseyen, kentlerdeki sorunlara çözüm üretebildiğini ve bunları uygulayabileceğini gösteren, söylem ve mesajlarıyla umut veren aday ve partilerin başarılı olması beklenir.
İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI SEÇİMLERİNDE ULUSAL KONULAR MI YOKSA YEREL KONULAR MI DAHA ETKİLİ? | Ali Çarkoğlu
İstanbul, Türkiye siyaseti ve ekonomisinde büyük öneme sahip. Aynı zamanda, İstanbul’un yönetiminde sergilenen performans ile ulusal seçimlerde başarılı olma arasında pozitif bir ilişki olduğuna ilişkin yaygın bir kanaat bulunuyor. Bu da, İstanbul’daki yerel seçimlerin ulusal seçim özellikleri kazanmasına yol açıyor. 2019 yerel seçim sonuçlarının İstanbul özelinde seçmen davranışlarını şekillendiren farklı etmenlere bakılarak yerel ve ulusal dinamikler üzerinden değerlendirmesi 2024 yerel seçimlerine dair ipuçları taşıyor.
31 MART 2024 SEÇİMLERİ AREFESİNDE SİYASİ KUTUPLAŞMA VE SEÇMEN DAVRANIŞI İLİŞKİSİ ÜZERİNE BİR DENEME | Mert Moral
İdeolojik ve duygusal kutuplaşmanın hızla arttığı, kültür çatışmasının seçmen tercihlerini giderek katılaştırdığı ülkemizde oy tercihlerinin seçimden seçime oldukça az değişiklik gösterdiğini, muhalefet ve iktidar blokları arasındaki oy geçişlerinin giderek azaldığını gözlemliyoruz. Bununla birlikte, 2019’daki İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Seçimleri, yerel ve genel seçimler arasında adayların niteliklerinin önemi gibi farklılıkların bulunduğunu ve “adaletsizlik”, “haksızlık” duyguları gibi belirli bir seçime özgü faktörlerin seçime katılım ve oy verme davranışlarında küçük de olsa anlamlı değişimlere yol açabildiğini göstermekte.
YEREL SEÇİMLERDE 2024 HEDEFLERİ: DEMOKRATİK GERİLEMEYİ SINIRLAMAK, KÜSKÜN SEÇMENİ SİYASETLE BARIŞTIRMAK | Seda Demiralp
Yerel seçimler, siyasetin kontrol ve baskı altında tutulduğu, özgürlüklerin kısıtlandığı ve yürütmenin diğer devlet organlarına göre baskın olduğu otokratik popülist yönetimlerde muhalefet için birçok fırsat barındırır. İktidarın propaganda gücünün ve iktidar partisiyle kurulan aidiyet ilişkilerinin görece zayıfladığı yerel seçimlerde, daha sorunsuz biçimde kurulacak farklı ittifak ve iş birliklerinin de etkisiyle muhalefet partilerinin gündelik hayatlarındaki sorun ve taleplere odaklanmış seçmenlerden oy almaları kolaylaşır. Muhalefetin 2019’da elde ettiği başarıyı 2024 yerel seçimlerinde tekrarlaması hem Türkiye’de otokratik-popülist siyasetin geriletilmesi hem de seçmenlerin siyasete olan ilgisini canlandırması bakımından fırsatlar sunuyor ve önem taşıyor.
YEREL SEÇİMLERDE SEÇMEN DAVRANIŞLARININ SOSYAL MEDYA VERİLERİ ÜZERİNDEN ANALİZİ | Erdem Yörük
Geleneksel veri toplama yöntemleri ölçüm, temsiliyet ve etik gibi konularla ilgili bir dizi sorun ve zorlukla karşı karşıya. Bu da seçim süreçlerinin analizi ve anlaşılması için gerekli olan yeterli ve kapsamlı verinin toplanamamasına yol açıyor. Bunları aşmanın bir yolu, geleneksel veri toplama yöntemlerinden anket çalışmalarının ve sosyal medya takibinin birbirini tamamlayacak ve barındırdıkları zaafları giderecek şekilde yenilikçi ve bütünleşik kullanımından geçiyor.
GENÇLİĞE BİR BAKIŞ: KİM BU GENÇLER VE NE İSTİYORLAR? | Nevzat Taşçı
Gençler, her seçim döneminde tavrı çok merak edilen, tartışılan seçmen gruplarının başında geliyor. İçerisinde birçok farklılığı barındırsa da genç olarak tanımlanan grubun yaşamdaki fırsatları giderek azalıyor, temsiliyetleri sınırlı kalıyor. Bu da kurumsal siyasetle ilişkilerinin kopmasına yol açıyor. Öte yandan, yerel siyasete katılımlarının artırılması kaybetmekte oldukları imkân ve olanaklarının sağlanmasının, kurumsal siyasetle ilişkilerini sağlamlaştırmalarının yolunu açabilir.
YEREL SEÇİMLER YAKLAŞIRKEN: KADINSIZ KENT İSTANBUL | Nilden Bayazit
Kadınlar Türkiye’de siyasetin olabildiğince dışında tutuluyor. Bu durum yerel yönetimlerde de geçerli. Şu an İstanbul’da sadece bir kadın belediye başkanı bulunuyor. Hem de çok sayıda kadının adaylık başvurusunda bulunmasına rağmen. Oysa araştırmalara göre, toplumun çoğunluğu siyasete katılımda toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasının kadınların olduğu kadar tüm toplumun sorunlarının çözümü için gerekli olduğunu düşünüyor. Bunu sağlamanın önemli bir adımı siyasi partilerin kadın kotalarına uymaları ve kadınları seçilebilecek yerlerden aday göstermeleri.