DOSYA |
İNŞAAT SEKTÖRÜ KENT MERKEZLERİNİ NASIL DEĞİŞTİRİYOR? BÜYÜK VE YENİ OLAN HER ZAMAN DAHA MI İYİDİR?  | BURCU HALİDE ÖZÜDURU

İnşaat sektörü metropollerin çeperlerinde yaygınlaşan banliyöler, uydukentler, büyük alışveriş merkezleri ve altyapı projeleriyle el ele büyüdü. Ve büyürken de dünya genelinde pek çok örnekte olduğu gibi Türkiye’deki kentlerin merkezi alanlarında kentlerin geri kalan alanlarından farklı etkiler oluşturdu. Yerel yönetimler için önemli bir sınav sayılabilecek bu eğilim içinde hem dünya hem Türkiye kentleri, ders çıkarılacak bir geçmiş kadar örnek alınacak deneyimler de biriktirdi.

MERKEZİ İŞ ALANLARI ÜZERİNE KISA BİR DEĞERLENDİRME  | TOLGA LEVENT

Kent merkezlerinin nabzının attığı alanlar, ilgili yazında “merkezi iş alanları” olarak isimlendiriliyor. Bu alanların kentsel yerleşim tarihinde kendine özgü köklü bir gelişim hikâyesi var ve Türkiye kentleşmesinin de geçmişi ve bugünü bu hikâyeden azade değil. İstanbul gibi metropollerin merkezi iş alanlarındaki sorunlara hem tarihsel hem de güncel yanlarıyla bakıyoruz.TRANSFORMATÖR, TİYATRO SAHNESİ, KAOS VE YANKI ODALARI: İSTANBUL’UN KENT MERKEZLERİNİN ORTAYA ÇIKIŞI VE OLASI GELECEKLERİ  | GÜRKAN AKGÜN, İCLAL DİNÇER, MİNE EDER VE MURAT GÜVENÇ

Çalışma alanlarıyla meskenlerin giderek örtüşmesinin pandemiyle normal hâle gelmesi, merkezdeki ofis ihtiyacının ve talebindeki dalgalanma, henüz dinecek gibi gözükmeyen konut ihtiyacındaki artış gibi gelişmelerle planlama açısından yeni yaklaşımların sürekli tartışıldığı bir süreçteyiz. Bununla birlikte kent merkezindeki işlevler ve özellikle kamunun buradaki rolü de değişmekte. Bu kapsamda gelecekte, özellikle de İstanbul’da nasıl bir kent merkezi olacağı, farklı merkezler ve birbirleriyle ilişkileri, İstanbul’da bu sürecin nasıl ilerleyeceği üzerine İBB İmar ve Şehircilik Dairesi Başkanı Gürkan Akgün kolaylaştırıcılığında Prof. Dr. İclal Dinçer, Prof. Dr. Mine Eder ve Prof. Dr. Murat Güvenç ile birlikte bir tartışma yürüttük.

KADINLARIN KONUT GÜVENCESİZLİKLERİ  | CEREN LORDOĞLU

İPA’nın hazırladığı “Konut Sorunu Araştırması: İstanbul’da Mevcut Durum ve Öneriler”1 raporu oldukça kapsamlı ve çarpıcı bilgiler sunuyor. İstanbul’un konut sorununa dair mevcut durumun analizi ve uygulanan politikaları, konut stoku, konuta erişim, konut alanları ve yoğunluk değerlendirmesi, uzman görüşleri ve dünyada konut sorununa yönelik uygulamaları paylaşıyor. Ne yazık ki bu başlıklar altında toplumsal cinsiyetle bağlantılı değerlendirmeler yer almıyor. Oysa kadınların konut sorunu, konuta erişim güçlüğü, konut refahı dendiğinde 1980’li yıllardan beri Batılı feminist coğrafyacı ve plancıların çalışmalarını görebiliyoruz. Bu yazı da kadınların konut ve barınmayla ilgili öne çıkan sorunlarını araştırma bulgularına dayanarak aktarıyor. 

İSTANBUL’DA PROTESTO: KENT MERKEZİNDE GÖRÜNMEK | GİZEM FİDAN

Dünyanın tüm kentleri gibi İstanbul’da da merkezi kamusal alanlarla protestoların yer tercihleri arasında bir örtüşme olsa da, metropolün merkezindeki bazı meydanlar, toplumsal ve mekânsal hafızadaki yerlerine rağmen protestoların uğrak yeri olamıyor. Gizem Fidan, İstanbul’daki üç kamusal alan ve geçmişlerinden örneklerle irdeleyen yazısında kent merkezindeki eylemlerin görünürlüğünü ve sahneden çekilmelerini mercek altına alıyor.

15 DAKİKALIK KENT TAM BİR ÇIKMAZ: ŞEHİRLER HERKES İÇİN FIRSAT KAYNAĞI OLMALI  | EDWARD GLAESER

15 dakikalık kent, son dönemlerde oldukça revaçta olan bir kentsel planlama kavramı. Kısaca bir kentin mahallelerinde yaşayanların tüm temel ürün ve hizmetlere, iş yerlerine erişiminin 15 dakikalık mesafede mümkün kılınması anlamına geliyor. Amaç kentleri sağlıklı, iklim dostu ve iyi yaşama elverişli mekânlar hâline getirmek. Öte yandan 15 dakikalık kent uygulamasının tartışmaya açık bazı olumsuz sonuçları da olabilir.