İndirilebilir İçerikAFETLERE BAKIŞA ELEŞTİREL HATIRLATMALAR | CANSU CİVELEK
Eleştirel afet çalışmaları, ana akım basında, akademide ve siyasette süren afetlerle ilgili tartışmalarda kullanılan hâkim dilin nasıl, kim tarafından ve hangi niyetlerle oluşturulduğunu inceliyor. Afetlere yönelik ne yapılması gerektiğini konuşurken adil bir dönüşüm için hangi söylemin nereye denk düştüğünü bilmek de bir o kadar önemli.
TOPLUM – DOĞA ETKİLEŞİMİ OLARAK AFETLEŞME SÜRECİ | AYKUT ÇOBAN
Doğa olaylarının afetlere dönüşmemesinin yolu; odağına doğanın tüm unsurlarını, işleyişini ve yasalarını alan çevre-merkezli bakışın sahiplenilmesi, insan yerleşimlerinin doğa ile uyumunun sağlanması, sınıf eşitsizliklerinin ortadan kaldırılması ve kurumsal kapasitelerinin artırılması ile mümkün.
YOKSULLUK BİLE EŞİTSİZ! | MURAD TİRYAKİOĞLU
Türkiye’de de sayısı giderek artan kent yoksulları kentlerin betonlaşmasının yolunu açan rant odaklı inşaat ekonomisi ile düzensiz kitlesel göç, erken sanayisizleşme, orta gelir tuzağı ve iklim krizi gibi birçok etken nedeniyle gittikçe kırılganlaşmakta. Bu da kent yoksullarını bir adalet meselesi olan afetler karşısında korumasız bırakıyor.
“YENİ DÜNYA DÜZENİ”NDE AFET RİSKİ AZALTMASINDAN DİRENÇLİLİĞE | NİLGÜN OKAY
Toplumsal cinsiyete dayalı eşitsizlikler, insan haklarının uygulamaya geçişindeki yetersizlikler, bireylerin fırsat eşitsizliğine ve ayrımcılığa maruz kalması kırılganlığa yol açarken, afetlerin etkilerinin daha da artmasına neden oluyor. Kadınların toplumdaki cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklanan sosyoekonomik kırılganlıklarının azaltılması ve dolayısıyla kapasitelerini kullanabilmeleri afetlere karşı dirençlerini de artıracaktır.
YANGINLAR ŞEHRİ İSTANBUL | SİBEL GÜRSES SÖĞÜT
Osmanlı İstanbul’unda iktidarın yangınlara bakış açısı ve müdahale biçimleri, 19. yüzyıl ortalarına varmadan değişim geçirmeye başladı. Dolayısıyla, yangın olgusunu imar yaklaşımları ve/veya yıkımlarla birlikte Tanzimat’tan 1908’e, 1908-1920 ve Erken Cumhuriyet Dönemi olmak üzere üç bölümde değerlendirmek yerinde olacaktır.
AFETLER VE SOSYAL MEDYA | ERKAN SAKA
Acil durum iletişimi, yardım taleplerini toplamak, durumu analiz etmek ve hasar tahmini yürütmek… Afet durumlarında farklı sosyal medya türleri, risk ve kriz yönetiminde tamamlayıcı olup farklı destek ve yardım faaliyetlerinde kullanılıyor. Ancak bu yararlı kullanım alanları ile birlikte sosyal medyaya dair çeşitli gerilim alanları da oluşuyor.
DAYANIKLILIK KAVRAMINI TOPLUMSAL KOŞULLARLA ANLAMLANDIRMAK | HÜLYA DAĞDEVİREN – MATTHEW DONOGHUE – MARKUS PROMBERGER
Dayanıklılık, kullanım alanı her geçen gün genişleyen, farklı krizler karşısında insanları birer aktör ve fail olarak ele almamızı sağlayan bir kavram. Ancak içeriği ve kullanımı bakımından bir dizi belirsizlik bulunuyor. Tüm kısıt ve imkânlarıyla toplumsal yapılar ve patika bağımlılığı gibi belirleyici faktörler hesaba katılmadığı sürece dayanıklılık bireylerin kendi yaptıkları ve yapamadıkları üzerinden değerlendiriliyor. Ancak toplumdaki eşitsizliklerin üzerine yaşanan ekonomik ve/veya afetlere bağlı krizlerde dayanıklılık beklentisinin eşitsiz sonuçlar üretebileceğini görmek gerekiyor.
TÜRKİYE KENTLERİ VE İSTANBUL İÇİN DAYANIKLILIK | TURGUT ERDEM ERGİN
Geçtiğimiz on yılda toplumsal meselelerin çözümüne yönelik tartışmalarımızda dayanıklılık kelimesini ve benzerlerini giderek daha fazla dillendirir olduk. Kelimeden aynı şeyi anladığımız, dayanıklılığın gereklerini benimsediğimiz ve uyguladığımız ise tartışmalı. Kavramın hikâyesini, dünya ve Türkiye’de geldiği ve gidebileceği yolu Business Resilience 360 kurucusu Turgut Erdem Ergin ile konuştuk.