Sosyal medyada paylaşın!

COP26’nın ilk haftası geride kaldı

Arka Plan: COP26, 2021 Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı yaygın olarak kullanılan adıyla COP26, İskoçya’nın Glasgow şehrinde 31 Ekim – 12 Kasım 2021 tarihleri arasında küresel ısınma ve sera gazı salınım oranlarını azaltma amacıyla 197 ülkenin katılımıyla gerçekleştirilen bir organizasyondur. 5 yılda bir düzenlenir. 2015 yılında düzenlenen Paris Anlaşmasının ardından, ülkelerin iklim hedeflerini ve planlarını sunmak/güncellemek için yapılan ilk konferanstır. (2020 yılı programı, pandemi nedeniyle ertelenmiştir.)

G20 ve COP26: COP26 öncesinde gerçekleştirilen, G20 toplantısında ülkeler denizaşırı ülkelerdeki tüm kömürlü enerji santrallerinin finansmanını sona erdirme sözü verdiler ancak G20 sivil toplumun beklentisinin aksine bir kömürden çıkış planı üzerine uzlaşamadı. G20 sırasında, Çelik ve Alüminyum konusunda ABD, AB’nin çimento sektörünün karbonsuzlaşmasına dair verdiği taahhütler nedeniyle yalnızca AB’den alım yapacağını belirtti. Bu, Türkiye’nin en büyük ihracatçılarından olduğu çimento, demir çelik ve alüminyumda şartlar sağlanmadığı için satış yapamayacağı anlamına geliyor. Bu durum, Avrupa Yeşil Mutabakatı ve Sınırda Karbon ticareti anlamında zorlayıcı bir adım olacaktır. G20’de ayrıca 2023 yılından itibaren, çok uluslu şirketlere ulusal asgari vergiler getirilmesi kararlaştırılmıştır. En az %15 olarak belirlenen bu vergiler, bu şirketlerin vergi yükünden kaçmak için diğer ülkeleri kullanmamaları amacıyla tanımlanmıştır. Toplanan bu vergilerin yeşil dönüşüm alanında değerlendirilmesi önerilmektedir. Bunun, toplanamayan yeşil iklim fonu için ek bir gelir yaratabileceği düşünülmektedir.

Paris Anlaşması Kurallar Kitabı Görüşmeleri: 2015 yılında imzalanan ve bir yıl içinde yeterli sayıda ülkenin onaylaması ile normlaşan Paris Anlaşması, anlaşma hükümleri çerçevesinde 2020 yılında devreye girdi. Ancak, Anlaşma’nın uygulanmasına dair kurallar bütününü oluşturan Paris Anlaşması Kural Kitabı henüz tamamlanmadı. Ülkeler, üç temel konuda – karbon piyasaları mekanizması, kayıp ve hasarların karşılanması ve şeffaflık / hesap verilebilirlik – henüz anlaşmadı. Sivil toplum kuruluşları özellikle şeffaflık ve ortak raporlama çerçevesi konusunda önemli adımlar atılmasının anlaşmanın uygulanması için kritik öneme sahip olduğunu belirtiyor. Kural kitabı görüşmeleri, COP26’nın gündemindeki üç ana meseleden biri.

Azaltım Hedefleri:

Paris Anlaşması’nın temel hedefi, küresel küresel ısınmanın 2 derecenin altına indirilmesi, mümkünse 1,5 derecede sabitlenmesidir. Anlaşma hükümlerine göre COP26 öncesinde ülkelerin var olan hedeflerini, bu çerçevede yenilemesi gerekiyordu.

Bu çerçevede, 120’den fazla ülke bu hedeflerini güncelledi ve net-sıfır hedefi belirledi. Ancak, bu hedefler hem yeterli düzeyde değil – keza UNDP raporuna göre 2.7 derecelik ısınma patikasındayız – ve de bu hedeflerin nasıl gerçekleşeceğine dair detaylı ulusal planlar ve somut adımlar henüz atılmadı.

COP26 öncesinde Melbourne Üniversitesi de yenilenen hedefler ile 1.9Clik bir ısınma patikasında olduğumuzu iddia etti. Benzer bir araştırma da COP26 ev sahibi ülkesi Birleşik Krallık tarafından Uluslararası Enerji Ajansı’na yaptırıldı ve 1.7 derecelik patikada olduğumuz iddia edildi. Ancak, bu çalışmalar iklim bilimciler ve sivil toplum kuruluşları tarafından gerçeği yansıtmadığı için eleştiriliyor. Özellikle COP26’da Birleşik Krallık çalışmasının bilimsel yöntemlerden çok ciddi sapmalar içerdiği ve mevcut somut eylemler üzerinden değil gerçekleşmemiş planlar üzerinden hesaplandığı uluslararası basında yoğun bir biçimde tartışılıyor.

Ülkelerin mevcut planları:

ABD 2030 yılında %55 emisyon azaltımı, 2050 yılında karbon nötr olma hedefi bildirmiştir.
Suudi Arabistan, Norveç, Çin ve Rusya ise 2060 yılında Karbon nötr olma hedefi bildirmiştir ancak bu ülkelerin fosil yakıtlara yaptıkları yatırım ve payları düşünüldüğünde hedeflere ulaşılmasında şüpheler mevcuttur. Aralarında Çin’in güneş ve rüzgâr santralleri ve sürdürülebilirlik alanında potansiyeli bakımından gerçekleştirmesi ihtimali daha yüksektir. Hindistan 2070, Brezilya ve Vietnam 2050 karbon nötr hedefi koydu. Hindistan bu hedef için 1 trilyon dolar talep etti.

Küçük ada devletleri, 1,5 derece üzerinde sular altında kalacaklarını ve emisyon artışına neden olmadıklarını belirterek 2 derece tartışmalarına itiraz etti. İngiltere’nin COP26 operasyonunu iyi yönetememesi sebebiyle bu küçük ülkelerden katılımın az olması, pratikte bu ülkelerin susturulmaya çalışıldığı iddiasıyla eleştirilmektedir.

İklim Finansmanı ve Yeşil İklim Fonu:

2010 yılında, gelişmiş ülkelerin, gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelere destek olması amacıyla yıllık 100 Milyar dolarlık Yeşil iklim fonu kuruldu, ancak üzerinden 10 yıl geçmiş olmasına rağmen gelişmiş ülkeler bu fona taahhüt ettikleri katkıyı henüz gerçekleştirmediler. Bu fon, gelişmekte olan ülkelerin iklim mücadelesi çerçevesinde kapasitelerinin güçlendirilmesi ve yeşil dönüşüm için gerekli adımlara finansman yaratılması amacıyla kuruldu. İklim krizinden en çok etkilenen ülkeler aynı zamanda krize en az katkısı olan ülkeler; o yüzden bu fonun durumu, iklim değişikliği konusunda küresel dayanışmanın henüz yeterli seviyede olmadığını gösteren en önemli kanıtların başında geliyor.

Gelişmekte olan ülkeler ve sivil toplum kuruluşları COP26’da bu fon için gelişmiş ülkelerin adım atmasını ve yeşil dönüşüm sürecinin hızlandırılmasını bekliyor. Daha önce Boris Johnson ancak 2023’te bu finansmanın toplanabileceğini belirtmişti ancak ABD İklim elçisi John Kerry tarafından yapılan açıklamada 2022 yılında finansmanın hazırlanacağı belirtildi.

COP26’da finansman tartışmaları henüz resmi olarak başlamadı ve ikinci haftanın temel gündem maddesi olacak gibi görünüyor.
Birçok gelişmekte olan ülke, 2020 yılına kadar yılda 100 milyar ABD doları seferber etme hedefine paralel olarak gelişmiş ülkelerin yeterli finansman sağlaması gereğini vurguladı.

ABD, İklim finansmanı desteğini 4 katına çıkaracağını açıkladı. Bu desteği, özellikle gelişmekte olan ülkelere yönelik 3 Milyar dolarlık bir programla başlatacağını belirtti. Ayrıca temiz enerji ve iklime yönelik 555 Milyar dolarlık bir çerçevenin oluştuğunu ancak bunun henüz senatodan geçmediğini söyledi. Ancak bazı senato üyeleri, bu çerçeveyi onaylamayacaklarını açıkladılar.

Japonya, önümüzdeki beş yıl içinde denizaşırı iklim finansmanına 10 milyar dolar daha taahhüt edeceğini söyledi.
Boris Johnson, ekonominin beklendiği gibi performans göstermesi koşuluyla yeşil iklim fonuna 1 milyar sterlin daha yatırma sözü verdi.
BlackRock Inc gelişmekte olan pazarlarda yenilenebilir enerji gibi iklim odaklı projelere yatırım yapmak için Fransız, Alman ve Japon hükümetlerinin destekleriyle, altyapı fonu için 673 milyon dolar topladı. BlackRock, Afrika, Asya ve Latin Amerika’daki ülkeler de dahil olmak üzere gelişmekte olan ekonomilerin düşük karbonlu bir ekonomiye geçişlerine yardımcı olmak için 2050 yılına kadar yılda yaklaşık 1 trilyon dolara ihtiyaç duyacaklarını söyledi.
Amazon’un kurucusu Jeff Bezos, 10 milyar dolarlık Bezos Earth Fonu’nun 2 milyar dolarını doğal yaşam alanlarını restore etmeye ve gıda sistemlerini dönüştürmeye katkıda bulunacağını açıkladı. Norveç, 2026 yılına kadar 1,6 milyar ABD doları tutarındaki iklim finansmanı taahhüdünü iki katına çıkarmayacağını açıklarken, Danimarka 2023 yılına kadar 1 milyar ABD doları taahhüt etti.

Bill Gates, vakfının düşük gelirli ülkelerdeki yüz milyonlarca küçük çiftçinin açlık ve yoksulluğu şiddetlendiren iklim tehditlerine uyum sağlamasına yardımcı olmak için CGIAR küresel tarım araştırma ortaklığına 315 milyon dolar hibe sözü verdiğini duyurdu. Hibeler, küresel ısınmanın sonuçlarından en çok zarar gören ülkelerdeki çiftçilere verilecek.

Genel anlamda iklim finansmanı alanında ise, 45 ülkeden önde gelen 450 Finans kuruluşunun oluşturduğu Glasgow Net Sıfır Mali İttifakı ise 2050 yılına kadar net sıfır olma taahhüdü verdi. Kuruluşların varlıklarının toplam değeri 130 trilyon dolar. Bunun içerisinde 100 trilyon dolar, geçiş döneminde mali kaynaklara aktarılacak. Finansal kararlarda da iklim daha öncelikli olarak ele alınacak ve fosil yakıtlar gibi yatırımlar yerine yeşil yatırımlara yönlendirilecek. İlgili raporlama ve takip mekanizmaları da oluşturuldu. İlk prototip açıklandı, 2 ya da 3 yıl içinde raporlama sistemi kurulmuş olacak. Türkiye’de bu standartları memnuniyetle karşıladığını bildiren ülkeler arasında yer aldı.

Türkiye:

Türkiye, ilk kez Paris İklim anlaşmasının tarafı, 2053 hedefini belirlemiş ve gelişmiş ülkeler listesinden çıkma talebini çekmiş biçimde COP’ta yer aldı. Türkiye’nin COP26’daki tutumu, gelişmekte olan ülkeleri destekleyen güçlü bir söylemdir. Türkiye’nin, Ulusal Katkı Niyet Beyanının güncellenmesi beklentisi bulunmakta olup, Türkiye müzakere sözcüsü, ilk toplantıda planın yenileneceğini bildirmiştir. Bu nedenle Türkiye’nin pozisyonu bu süreçte görülecektir.

Türkiye, 1990 yılına oranla karbon emisyonlarını %135 artırmıştır.
Brezilya, Rusya, Çin ile birlikte Türkiye de Devlet lideri düzeyinde katılmamıştır. (Erdoğan’ın açılışta konuşma yapması da öngörülmüştü.) Ancak 376 delege ile Brezilya’dan sonra COP26’ya en çok delege gönderen ülke olmuştur.

COP26 kapsamındaki girişimler

Breakthrough Agenda/Atılım gündemi: yeşil teknolojiyi alternatiflerden daha ucuz hale getirmeyi amaçlayan gündem kapsamında İlk beş atılım temiz elektrik, elektrikli araçlar, yeşil yapılar, hidrojen ve sürdürülebilir tarım olacak. Amaç, bunları 2030’a kadar uygun fiyatlı olarak tüm ülkelerin kullanımına açmak ve 20 milyon yeni iş yaratmak.
Buna göre üretimi hızlandırmak ve yeşil teknolojilerin fosil yakıtlı alternatiflerden daha uygun fiyatlı ve erişilebilir olduğu “dönüşüm noktasını” öne çıkarmak için standartları uyumlu hale getireceklerini ve yatırımları koordine edilecek.

(42 ülke (İngiltere, ABD, Çin, Hindistan, AB ve Avustralya dahil)
Türkiye de katıldı.

Orman ve Arazi Kullanımı Bildirgesi: 2030’a kadar ormansızlaşmayı sona erdirmek ve tersine çevirmek
Buna göre 12 milyar dolar kamu ve 7.2 milyar dolar özel fon aktarılması vaat edildi. Fonların bir kısmı, zarar gören toprakları restore etmek, orman yangınlarıyla mücadele etmek ve yerli toplulukları desteklemek için gelişmekte olan ülkelere gidecek. Aviva, Schroders ve Axa da dahil olmak üzere dünyanın en büyük 30’dan fazla finans şirketi de ormansızlaşmayla bağlantılı faaliyetlere yatırımı sonlandırma sözü verdi.
110 ülke (Rusya, Brezilya gibi kilit ülkeler dahil olmak üzere) Türkiye de katıldı.

Global Metan Pledge / Küresel Metan taahhüdü: ABD ve AB öncülüğünde, 2030 yılına kadar metan emisyonlarda %30 oranında azaltma hedefleyen ve ilk kez Büyük Ekonomiler Enerji ve İklim Forumu’nda duyurulan’ taahhüt kapsamında Metan emisyon gözlemevi kurulması kararlaştırıldı.90’a yakın ülke (Hindistan, Çin, Avustralya ve Rusya katılmadı). Türkiye de katıldı.

Kömür Sonrası Enerji Küresel İttifakı: Kömür yakıtlı enerji santrallerini kademeli olarak devre dışı bırakmak ve verimsiz fosil yakıt sübvansiyonlarını mümkün olan en kısa sürede durdurmak da dahil olmak üzere yüzyıl ortası net sıfır sera gazı emisyonu hedeflerini gerçekleştirme kararlılığını duyuruldu.
Kömürlü termik santral imalatçısı bir ülke olarak Çin ve Bank of China yurtdışında termik santral yatırımı yapmayacağını belirtti. Ancak Adana’daki santral inşaatı durmayacak.
Birleşik Krallık, kömürden temiz enerjiye geçiş için 18 milyar dolar taahhüt etti. 46 ülke dahil olmak üzere toplam ülke, şehir, bölge ve işletme

(Gelişmekte olan ülkeler 2040, Gelişmiş ülkeler 2030)
(Bu ülkeler dünyanın kömür varlıklarının %80’ini temsil etmektedir.)
(Polonya 2048 hedefi dahil)

ABD, kömürü yurtiçinde durdurmayı kabul etmedi, ancak petrol, gaz ve kömürün denizaşırı finansmanını durdurma sözü verdi. Fosil finansmanın büyük kısmından sorumlu büyük Asya ülkeleri, ABD, Çin, Avustralya bu taahhüde katılmadı.
Türkiye katılmadı. (Ancak daha fazla kömürlü termik santral yapılmayacağı beyan edilmiştir.)

Yeşil Şebekeler Girişimi: İngiltere ve Hindistan öncülüğündeki girişim, tüm kıtalarda birbirine bağlanan siber şebekeler kurulması ve enerji şebekelerini sınırlar arasında bağlayarak sürdürülebilir enerji kullanmak. 80 ülke katıldı. Türkiye de katıldı.

Deniz aşırı fosil finansmanının durdurulması: Deniz aşırı fosil yakıt geliştirme için finansmanın durdurulması ve harcamaları yeşil enerjiye yönlendşrme için 8 milyar dolar fon ayrılması. 20’den fazla ülke ve finans kuruluşu (Birleşik Krallık, ABD ve Kanada
Dahil ancak Çin katılmamıştır) Türkiye katılmadı.

Tarımsal İklim İnovasyonu girişimi/THE GLOBAL ACTION AGENDA FOR INNOVATION IN AGRICULTURE
BAE ve ABD liderliğinde başlatılan “Tarımsal İklim İnovasyonu” girişimii ile öncelikli yükümlülüklerin yerine getirilmesi için 4 milyar dolar ayrılan girişimle, önümüzdeki beş yıl içinde iklim dostu gıda ve tarım sistemlerinin geliştirilmesine yönelik çalışmaların hızlandırılması hedefleniyor. 80’nin üzerinde imzacı ülke oldu. Türkiye katılmadı.

Ulusal İklim Eğitimi Taahhüdü: Ulusal iklim eğitimi taahhüdü net-sıfır okulları ve iklimi, ulusal müfredatların merkezine yerleştirmeyi hedefliyor.23 Ülke katıldı. Türkiye katılmadı.

Öne çıkan diğer konular:

Güney Afrika’nın, büyük güç kaynağı olan kömürden kurtulmasına yardımcı olmak için ABD, İngiltere ve Avrupa ülkelerinden yaklaşık 8,5 milyar dolar alacak. Fonlar, Güney Afrika’nın ülkenin elektriğinin yaklaşık yüzde 90’ına enerji sağlayan kömürlü santrallerden uzaklaşmasına yardımcı olmak için beş yıl içinde kredi ve hibe olarak sağlanacak. Bunun Türkiye’nin de kömürden çıkış yönünde bir yol haritası belirlemesi halinde finansal kaynaklara erişebileceği yönünde değerlendirildi.

İngiltere, Dünyanın ilk net sıfır finans merkezini oluşturacaklarını bildirdi.

Gençlik: “Değişim İçin Bir Araya Gelmek: COP 26’da Küresel Gençlik Sesi” başlıklı etkinlikte gençlik STK’ları bir araya geldi. Cop başlamadan hemen önce, 130 ülkeden 2.000 kuruluşun katkılarıyla 40.000’den fazla gençlik temsilcisi tarafından imzalanan mesaj, gençlerin geleceklerini korumak için karar alma süreçlerine anlamlı ve aktif bir şekilde dahil edilmesi gerektiğinin altını çizdi.

14 sendika temsilcisi, sürece dahil edilmediklerini, dönüşen işler karşısında işlerin korunmasının önemini belirtti.

İsveçli iklim aktivisti Greta Thunberg, BM İklim Değişikliği Konferansı’nın (COP26) başarısız olduğunu belirterek, “COP26, bir halkla ilişkiler etkinliğine dönüştü. Bizi krize sokan yöntemlerle bu krizi çözemeyeceğimiz açık” dedi.

UNEP adaptasyon açığı raporunda, artan seller, sıcaklıklar, kuraklıklar yılda 80 Milyar dolara maloluyor ve bu rakamın, 10 yıl sonunda 300 milyar dolara çıkabileceği belirtildi.

Doğalgaz, nükleer ve petrol konusunda da kömür karşıtı harekette olduğu gibi birliklerin de oluşması beklenmektedir. Örneğin Akdeniz’deki gaz meselesinin de gündeme geleceği değerlendirilmektedir.

ABD ve İngiltere, küresel temiz enerji geçişi için Stratejik Enerji Diyaloğu kurdu.

Günün fosili ödülleri:

Müzakerelerde yakından takip edilen, CAN International’ın 2007’den beri COP’larda her sene yaptığı, müzakereler sırasında günün en kötü ülkesine verdiği “günün fosili” ödülü COP26’da bugüne kadar Birleşik Krallık, Norveç, Japonya, Avustralya, İskoçya ve Hindistan’a verildi.