İki Teker Üstündeki Kent İşçileri: Moto Kuryeler
“İKİ TEKER ÜSTÜNDEKİ KENT İŞÇİLERİ: MOTO KURYELER / Güncel Emek Hareketliliği ve Sorumluluğun Bölüşümü Üzerine Politika Notu” yayımlandı.
Türkiye 2018’den bu yana literatürde “uzun ve yapışkan” olarak görünen bir ekonomik krizden geçiyor. Bu kriz, safhalar halinde seyreden ve güven erozyonu yaratarak hem safhaların aralığını sıklaştıran hem de her safhası bir öncekinden daha şiddetli ve derin olan bir krizdir. Bugün yüksek kur – yüksek enflasyon – düşük büyüme – yüksek işsizlik – tırmanan sefalet endeksi safhasının yaşandığı rahatlıkla söylenebilir. 20. yüzyılın son çeyreğinde başlayan, 21. yüzyılın ilk çeyreğine damgasını vuran teknolojik, ekonomik, sosyal ve siyasi değişim, eski dünyanın işçi sınıfından farklı bir çalışma biçimi ve temposuna sahip yepyeni bir çalışma biçimini ortaya çıkardı. Bu yeni sınıfı tanımlayan en iyi kavram “güvencesizler” ya da uçurumun kenarında olma durumunda olmaya karşılık gelen “prekarya.” Pandemi beyaz yakalı, mavi yakalı, nitelikli, niteliksiz ayırt etmeden milyonlarca çalışanı prekarya sınıfına soktu. Böylece, yöneticiler karşısında pazarlık gücü olmayan, hedef performans sistemi altında ölesiye çalışmak zorunda kalsa da geliri harcamalarına yetmeyen, kuryelik gibi kaygan ve görünmez üretim süreçleri ve çalışanları ortaya çıktı. Bu yeni bir emek görünümüydü fakat bu emeğin tüm kayganlığına rağmen örgütlenmesinin çok daha yeni bir durum olduğunu söylemek mümkün. Çin’de ve tüm dünyada, özellikle de yemek sipariş sektöründe çalışan kuryelerin grevleri ve örgütlenmeleri son birkaç yılın emek hareketliliği içerisinde öne çıktı. Bu sektörde 2017-2020 yılları arasında 36 ülkede toplam pandemiyle birlikte görünür oldu. Tüm Anadolu Motosikletli Kuryeler Federasyonu’na göre Türkiye’de yaklaşık 900.000 moto kurye bulunuyor, bunlardan yalnızca 1/9’u kayıtlı çalışıyor ve bir yılda 200’e yakın moto kurye hız baskısı sebebiyle hayatını kaybediyor.
Politika notunun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.