İPA İstanbul Dergisi

2023 / 008

İPA İstanbul Dergisi’nin sekizinci sayısı yayımlandı. Kentin farklı alanlarını ve meselelerini disiplinlerarası bir yaklaşımla ele alan dergi, yeni sayısının kapak konusunda “Göçün Metropolü: Kentlere Doğru ve Kentlerden Doğru” başlığıyla İstanbul başta olmak üzere metropollerdeki kökleşmiş ve güncel göç hareketlerine farklı ölçeklerden, farklı yönleriyle ve farklı kesimler açısından bakmaya çalışıyor. Kapak dosyasında Suna Gülfer Ihlamur, Hazal Bölerek, Ayhan Kaya, Murat Öztürk, Mustafa Kahveci ve Bürge Elvan Erginli’nin yazılarıyla birlikte Murat Güvenç ile yapılan röportaj yer alıyor.

Ayrıca, “İstanbul’da Çocukluğun Hakkını Vermek” başlıklı dosyada, çocukların yaşam alanlarında yaşadıkları sorunlardan karar alma süreçlerinde özne olabilmelerine, farklı konularda görüşlere yer veriyor. Çocuk işçiliği, okullarda yemek hakkının temin edilmesini başta pek çok başlıkta yazının yer aldığı dosyanın yanında Sahadan bölümünde ilgili sivil oluşumlarla röportajlar bulunuyor.

Bu sayıda ayrıca ulaşım zamlarından yerel-merkezi yönetim tartışmalarına dair önerilere, Beyoğlu’nun katılımcı vizyon plan hazırlığından Hızray projesinin kentin mekânsal gelişimine sunabileceği katkılara, kentlere dair pek çok mesele konu ediliyor.

Dergiyi satın al

İÇİNDEKİLER

İndirilebilir İçerik (Kapak)

İSTANBUL’UN DEĞİŞEN DOKUSU VE GÖÇ PROFİLİ 

SUNA GÜLFER IHLAMUR ÖNER

İstanbul özellikle 1950’lerden itibaren büyük ölçüde göç alan ve buna bağlı olarak dönüşüp, şekillenen bir kent. Sayısal olarak gidenler gelenleri geçse de İstanbul bugün de kalıcı ya da geçici birçok insan akışının ve hareketinin kesişim noktası olmaya devam ediyor. Bununla birlikte İstanbul’a ve İstanbul’dan insan hareketliliğinde birçok farklılık göze çarpıyor. Bu durum, küresel bazı gelişmelerin yanı sıra deprem riski, kentsel dönüşüm, pandemi, artan eşitsizlikler ve hayat pahalılığı, düşen yaşam standartları, baskı, güvensiz hissetme, kadınlara yönelik şiddet gibi birçok nedenden kaynaklanıyor.

NİTELİKLİ EMEK GÖÇÜ 

HAZAL BÖLEREK

İstanbul giderek artan nitelikli göçün kaynağı hâline geldi. Yurt dışına yerleşmiş veya yurt dışına gitmeyi planlayan eğitimli, orta ve orta üst gelir seviyesine sahip beyaz yakalılarla yapılan saha araştırması bu durumun siyasi gelişmelerden kısıtlı kariyer imkânlarına kadar birçok nedeninin olduğunu ortaya koyuyor. Bu ilk bakışta kayıp olarak gözükse de İstanbul ile bağların kopmamasının yolunu açacak projelerle bu kayıp telafi edilebilir.

TRAVMALARIN ARDINDAN BİR GELECEK TAHAYYÜLÜ: GENÇLER VE GÖÇLER 

AYHAN KAYA

2010 boyunca yaşanan otoriterleşme, muhafazakârlaşma, dindarlaşma, ekonomik kriz gibi siyasi, toplumsal ve ekonomik gelişmelerin yarattığı travma ve olumsuzluklar önceki dönemdeki göç eğilimlerinde değişikliğe yol açtı. Eğitimli ve kalifiye gençler, bir dönem eğitimli nüfusu kendine çeken İstanbul’dan artık gidiyor. Yaşam tarzlarını özgürce yaşayamadıklarını düşünen gençler, siyasi baskılardan ve ekonomik güvencesizliklerden kaçarken yurt dışına yöneliyorlar. İnsan sermayesi bakımından kayıp anlamına gelen beyin göçünü durdurmak gençlere özgürce kendilerini gerçekleştirebilmelerinin olanağını sağlayacak yeni bir gelecek ve umut perspektifiyle mümkün.

KENTLERDEN KIRLARA 

MURAT ÖZTÜRK

“Modernliği” ve “gelişmişliği” temsil eden kentlerden, geri plana itilen, geleneksel yapıları çözülmekte olan kıra doğru son zamanlarda artan bir göç olgusuyla karşı karşıyayız. Emeklilerin yanı sıra doğa bilinci gelişmiş eğitimli, genç kesimlerin kentten kıra göçü, gıda ve tarımsal üretimin sürdürülebilirliğini sağlamanın ötesinde kent-doğa ayrımını yeniden tanımlamaya aday pratiklerin yaygınlaşmasını da içeriyor. Kıra doğru bu göçün hem kenti hem de kırı birçok açıdan dönüştürme potansiyeli var. Bu potansiyelin gerçekleşme ihtimaline dair üzerine düşünülmesi gereken bir dizi soru bulunuyor.

İSTANBUL’UN DEĞİŞEN GÖÇ ALANLARI 

MURAT GÜVENÇ

Göç mefhumu asla gündemden düşmemiş İstanbul’da, şehre veya şehirden göçün her dönem farklı nitelikleri oldu. Günümüzdekinin de kendine has yanları var. Son yıllarda gündelik hayatımızda gözlediğimiz, kent sakinlerindeki şehir veya ülke dışına hareketliliğinin anlamı hakkında net verilere sahip olmadan ne kadar kesin yargılarda bulunabiliriz? Kadir Has Üniversitesi, İstanbul Çalışmaları Merkezi Müdürü Prof. Dr. Murat Güvenç ile İstanbul’daki güncel göç hareketlerinin dünden gelen mirasını ve olası geleceğini konuştuk.

KİRALIK KONUT PİYASASINDA BARINMA AYRIMCILIĞI

MUSTAFA KAHVECİ

TÜBİTAK tarafından desteklenen “Misafirlikten Sığınmacılığa İstanbul’da Yaşayan Suriyelilerin Barınma Deneyimi” projesi “Suriyeliler kiralık konut piyasasında yerlilerle eşit muamele mi görüyorlar yoksa ayrımcı pratiklerle karşılaşıyorlar mı?” sorusuna yanıt arıyor. Proje kapsamında aynı kiralık konut ilanları Suriyeli ve yerli kiracı adayları tarafından arandı. Yerli kiracı adaylarının aramalarının sadece yüzde 2’sinin evi görme talebi reddedilmişken Suriyelilerde bu oranın yüzde 35’e çıkması, tek başına genel durumu özetliyor.

GÖÇMENLERİN SOSYAL AĞLARI: BAYRAMPAŞA VE BEŞİKTAŞ İLÇELERİ ÜZERİNDEN BİR ÖRNEK

BÜRGE ELVAN ERGİNLİ

İstanbul pek çok yerleşimin yeni tanık olduğu ulusötesi göç akımlarına özellikle geride bıraktığımız yüzyıldan oldukça aşina bir metropol. Şehrin önceki kuşak göçmenlerinin kentte nasıl ve hangi ilişkilerle tutunduklarını mercek altına almak, yakın zamanda da uluslararası göçmenleri çevresindeki kentlerden daha fazla çeken bu metropoldeki sosyal ağlarını anlamak ve buna yönelik sosyal politikalar geliştirmek için faydalı olabilir.

İndirilebilir İçerik

TERSİNE GÖÇ

Resmî rakamlara göre İstanbul’un nüfusu uzun bir aradan sonra ilk defa 2021 yılında azaldı. Bu değişimin nedenlerinden birisi de kuşkusuz ki göç oldu. Monitör39 bu sayıda bir göç metropolü İstanbul’dan tersine insan hareketini inceliyor. 2019-2022 yılları arasında İBB Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı’nın sağladığı tersine göç hizmetinden faydalanan aile sayısı 12 bine yaklaştı. Esenyurt, Bağcılar ve Küçükçekmece tersine göç hareketinin başı çektiği ilçeler oldu. Veri görselleştirme çalışmasında daireler bu hizmeti alan aile sayısına göre büyürken, dairelerin renkleriyse tersine göçün en yoğun ulaştığı bölgeleri gözler önüne seriyor. Dairelerin içinden çıkan yollarla ilçenin en yoğun tersine göç hareketi yaşadığı bölgeleri keşfediyoruz. Merak edenler için tersine göç eden ailelerin toplam nüfusa oranından oluşan sıralama dairelerin içinde yazıyor. Bu çalışma İstanbul’un dolambaçlı ve iç içe geçmiş göç yollarını bir nebze olsun gözler önüne seriyor.

İndirilebilir İçerik 

BEYOĞLU’NUN GELECEK İÇİN BİR PLANI VAR

İBB ŞEHİR PLANLAMA MÜDÜRLÜĞÜ BEYOĞLU KATILIMCI PLANLAMA ÇALIŞMA EKİBİ

Beyoğlu için sürdürülen katılımcı planlama çalışmaları ve “Beyoğlu Senin” kampanyası iki yılı aşkın bir sürenin ardından tamamlandı ve bu sürecin en önemli çıktısı olan “Beyoğlu Mekânsal Strateji Planı”nın ilk taslağı 29 Kasım 2022’de kamuoyuyla paylaşıldı. “Beyoğlu Mekânsal Strateji Planı”, iki yıl boyunca şeffaflıkla yürütülen plan ve katılım süreci, kullanılan çevrim içi ve yüz yüze katılımcı yöntem ve araçları, düzenlenen etkinlik ve erişilen kişi sayıları, süreç boyunca elde edilen tüm çıktılarıyla Türkiye’de yürütülen en katılımcı, kapsayıcı ve demokratik plan çalışması olma iddiasını taşıyor.

İndirilebilir İçerik

HIZRAY: İSTANBUL MAKROFORMUNA TOPARLAYICI Bİ̇R MÜDAHALE

NAZIM AKKOYUN

İstanbul, uzun yıllara yayılan büyüme şeklini etkileyen doğrudan ve dolaylı, kasıtlı veya kasıtsız pek çok gelişme ve müdahaleye tanık oldu. Ancak tüm bu tanıklıkların eleştirel bir muhasebesi sürekli yapıldıysa da yakın geçmişe kadar bunlardan ne kadar ders çıkarıldığı tartışılır. Özgün koşulları, doğal sınırlar ve mevcut yapı stoğu, ulaşım altyapısı düşünüldüğünde, metropolün makroformunun gelecekte neye benzeyebileceğine dönük tasarruflar gerekliliğini koruyor. 2020’nin sonunda kamuoyuna duyurulan ve iki seneyi aşan bir süredir çeşitli detaylarını tartışageldiğimiz Hızray projesini bu açıdan da incelemekte fayda var.

İndirilebilir İçerik

“ÇEKİRDEKTEN YETİŞTİLER BURADA” 

CANER MURAT DOĞANÇAYIR

İstanbul’daki tarihî ahşap yapıların koruma altına alınıp geleceğe aktarılmasında başta Koruma Kurulları olmak üzere mimarlık tarihçilerinin, restoratörlerin ve kamu yöneticilerinin büyük emeği var. Ancak sahada ahşap yapıların penceresinden cephesine, kapısından mobilyalarına, iskeletlerinden işlemelerine tüm elemanlarıyla ilgilenecek olmadan bu koruma iradesinin somutlaşması mümkün değildi. Tarihî ahşap yapıların korunması ve geleceğe aktarılmasında teknik bilgi ve becerilere sahip ustaların rolü büyük. KUDEB (Koruma Uygulama ve Denetim Büroları) Ahşap Eğitim Atölyesi’nin geçmişini, burada usta olarak çalışan Özer Akgün ve atölyede yetişen Nadir Yıldız’dan dinledik.

ULAŞIMDA ÜÇ HANELİ ENFLASYON! 

MUSTAFA SÖNMEZ

Hayat pahalılığı hizmet ve mallara erişimi özellikle kent sakinlerinin ezici çoğunluğu için uzun bir süredir neredeyse olağan bir sorun hâline getirdi. Ancak enflasyon kentlerde yalnızca gıda gibi alanlarda değil, girdi maliyetlerinin arttığı fosil enerji kaynaklarına bağımlı taşımacılık ve elektrik üretimi gibi hizmetlerle de ve gündelik yaşamı zorlaştırıyor. İstanbul’daki toplu taşımanın da içinde olduğu ulaşım zamlarının sektörel nedenlerini de incelemekte fayda var.

İndirilebilir İçerik 

21. YÜZYIL İÇİN METROPOLİTEN KENTLERİ VE YÖNETİMLERİNİ YENİDEN DÜŞÜNMEK: İSTANBUL ÖRNEĞİ

TARIK ŞENGÜL

İç içe geçmiş beş (kentsel) krizi -ekonomik, ekolojik, toplumsal refah, kentsel yapılı çevre ve demokrasi/yönetim- eş zamanlı yaşıyoruz. Çözüm için sürdürülebilir kalkınmacılıkla toplumsal dayanıklılığı öne çıkaran refah devleti modelinin, yerel yönetim düzeyinde sentezlenmesi gerekiyor. Bu yazıda İstanbul’a odaklanan inceleme, beş temel kriz alanından yöneti(şi)m ve demokrasi krizini merkeze koyarak bir değerlendirme yapıyor.

İndirilebilir İçerik

GÖRÜLMEYENİ GÖRMEYE ÇAĞRI: İSTANBUL’DA ÇOCUK İŞÇİLİĞİ

AYŞEGÜL KANAL

Yoksulluk, eğitime erişememe, göç, yetişkinlerin işsiz kalması ve aile gelirinin düşüklüğü, ailedeki geleneksel bakış açısı, mevzuatın eksiklikleri, uygulanamaması ve işverenlerin çocuk iş gücü talebi gibi nedenler çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasına yol açıyor. İstanbul Bilgi Üniversitesi Çocuk Çalışmaları Birimi ve Göç Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi yürüttüğü saha çalışmalarında çocukların sadece çalışma hayatıyla ilgili alanları değil; çocuğun iyi olma hâli perspektifiyle bütüncül bir bakış benimseyerek aile ilişkileri, eğitim, sağlık, güvenlik, boş zaman hakkı gibi çeşitli alanları da inceliyor.

SOSYAL BİR HAK OLARAK OKUL YEMEĞİ. PEKİ, NASIL SAĞLANMALI? 

BAŞAK AKKAN

Okul Yemeği Programları’nı eğitimde eşitliğin parçası olarak temel sosyal haklar kapsamında değerlendirmek gerekiyor. Bu programlar bir yandan çocukları okulda tutan bir sosyal destek işlevi görerek özellikle kız çocuklarının okullaşmasına olumlu etki ediyor ve böylece toplumun en kırılgan kesimlerine bir sosyal koruma ağı sunuyor. Diğer yandansa krizlerde hızlı müdahale programları olarak hayata geçirilebiliyor ve çocuk yoksulluğuna dair hızlı sonuç veriyor. Okul yemeği uygulamalarına dair “neden” ve “nasıl” sorularının çok net yanıtları bulunuyor.

ŞEHRİ ÇOCUKLARLA PAYLAŞMAYA HAZIR MIYIZ?

AYSUN KOCA

Çocuk haklarının en temel maddelerinden birini “katılım hakkı” oluşturuyor. Uluslarası sözleşmelerle tanınmış çocukların bu hakkının hayata geçirilmesinde yerel yönetimlere de önemli bir iş düşüyor. Genellikle göstermelik olarak hayata geçirilen, çocukları faaliyetlere katmaktan ileri gitmeyen çocuk katılımının bir hak ve süreç olarak uygulanabilmesi için gerekli mekanizmaların oluşturulmasının yanı sıra yetişkin merkezli anlayışın da değiştirilmesi gerekiyor. İstanbul’un 39 ilçe belediyesinin stratejik planlarında buna yönelik hedef ve kararlar bulunsa da karar alma süreçlerinde çocukların katılımı için katedilmesi gereken bir yol var.

ÇOCUKLARIN KENTİ İÇİN: İBB ÇOCUK STRATEJİ BELGESİ

DENİZ DEMİRCAN

Yaklaşık 4 milyon çocuğun yaşadığı İstanbul’da çocuklara yönelik geliştirilecek politikalar ve hizmetler için merkezî yönetimin yanında yerel yönetimlerin de üzerine kaçınılmaz sorumluluklar düşüyor. Bu bağlamda İstanbul Planlama Ajansı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin yeni politika ve stratejilerine yön verecek “İBB Çocuk Strateji Belgesi”ni hazırladı.

 

“OYUN ALANLARI OLAN BİR KENTTEN OYNANABİLİR BİR KENTE!”

BÜŞRA ÖZBEN, DZHEYLAN SAFET KARAULAN, BAŞAK İNCEKARA, ECE YURTAÇAN

YETİŞKİNLERİN METROPOLLERİNDE OYUN OYNAYABİLME HAKKI

OYUN ÇALIŞMALARI (OÇA)

Oyun bir ihtiyaç olduğu kadar bir hak da. Ancak yetişkinler tarafından tasarlanıp şekillendirilen metropollerde oyuna yeteri kadar alan açılmıyor. Üstelik, her ne kadar bazı ihtiyaçları karşılasa da dijital dünyanın varlığı sokakta birlikte oynamanın önünde duruyor. Oysa özgürce oynayabilmek, doğal olanın devamı niteliğindeki oyunları oluşturabilmek kişilerin gelişimini sağlayan temel ihtiyaçlardan biri. İstanbul’da oyun hakkının yaşanmasının gereklilik, imkân ve sonuçlarını Oyun Çalışmaları (OÇA) gönüllü topluluğundan Efruze Esra Alptekin ile konuştuk.

BİLİMİ ÇOCUKLARIN GÜNDELİK HAYATININ PARÇASI HALİNE GETİRMEK

BİLİM KAHRAMANLARI DERNEĞİ

Çocuklar gelecekte bambaşka mesleklerde çalışacaklar, farklı becerilere sahip olmaları gerekecek. Hem çocuklar arası farklılaşan ihtiyaçlar hem de şehirlerdeki fiziksel eğitim imkânlarının farklılaşması karşısında, kamu ve özel sektör kadar sivil toplumun çabaları da önem teşkil ediyor. Bilim Kahramanları Derneği, çocuklara öğrenmeyi öğrenme, kendini geliştirme gibi genel beceri ve farkındalığı edindirme amaçlı çalışmalarını anlattı.

“Birlikte Yaşamın Temellerini Oyun Alanında Atmaya Çalışıyoruz”
BoMoVu

BoMoVu (Sosyal Güçlendirme için Spor ve Beden Hareketi Derneği), spor ve hareketlilik odaklı çalışmalarla dezavantajlı grupların sosyal olarak güçlenmelerini destekliyor. BoMoVu’da proje koordinatörü olarak çalışan Dilek Üstünalan ile ırkçılıkla mücadele kapsamında çocuklara yönelik çalışmalarını konuştuk.

İSTANBUL’DA OYUNCAKLARIN 100 YILI

AVŞAR GÜRPINAR, LİANA KUYUMCUYAN, NUR HORSANALI

DOĞA ÇOCUKLAR İÇİN DOĞUŞTAN GELEN BİR HAKTIR 

BURCU MELTEM ARIK

İstanbul’u paylaştığımız hayvan ve bitki türlerini saymakla bitmez: Gelincikler, kaya sansarları, tilkiler, kız böcekleri, kelebekler, balıklar… Ancak onları ne tanıyoruz ne de görüyoruz. Doğaya eşit erişim hakkı bulunan çocuklar da aynı kenti mesken tutan türlerden kopuk yaşamak zorunda kalıyor. Bunu aşmak için yeşil alanları korumak ve artırmak kadar eğitici oyunlarla doğanın sadece çeperlerinde değil içerisinde de olduğumuzu göstermek önemli.

TUZLA TERSANELERİ BÖLGESİNİ YENİDEN DÜŞÜNMEK: ALTERNATİF BİR KENTSEL DÖNÜŞÜM ÖNERİSİ

CELAL ABDİ GÜZEL, LALE ÖZGENEL

Tuzla Tersaneleri, giderek derinleşen birçok mekânsal ve sosyal sorunu barındırıyor. Burası aynı zamanda toplumsal, ekonomik ve ekolojik krizlerle birlikte dönüşen kent dinamiklerini düşünmek ve tartışmak için de iyi bir bağlam sunuyor. ODTÜ Mimarlık Bölümü 4. Sınıf Tasarım Stüdyo Grubu bölgede suyu, yeşili, kamusal alanı ve sosyal refahı geri getirecek kentsel iyileştirme, dönüşüm ve canlandırma önerilerini tartıştı, çalıştı.

İndirilebilir İçerik

Kentin çeşitli alanlarda değişimini takip etmek için üç aylık periyotlarda yayınlanan İPA İstanbul sayacı dönmeye devam ediyor.