KENT GÜNDEMİNE BAKIŞ: Bir Hak Olarak Barınma: Sağlıklı, Dayanıklı ve Güvenli Konuta Erişim Herkes için Mümkün mü?

“Bir Hak Olarak Barınma: Sağlıklı, Dayanıklı ve Güvenli Konuta Erişim Herkes İçin Mümkün Mü?” raporu İstanbul’daki konut ve kira fiyatlarındaki artışı uluslararası verilerle karşılaştırıyor, mekânsal olarak ilçelerdeki etkilerini inceliyor. Raporda ayrıca İPA’nın 317 İstanbullu ile yaptığı kentsel dönüşüm araştırmasının sonuçlarına da yer veriliyor.
GÖRÜNTÜLE

Sağlıklı, dayanıklı ve güvenli konuta erişim, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nde de kabul edilen barınma hakkının sağlanması için gerekli.

“Bir Hak Olarak Barınma: Sağlıklı, Dayanıklı ve Güvenli Konuta Erişim Herkes İçin Mümkün Mü?” raporunda konut erişiminin küresel, ulusal ve İstanbul ölçeklerinde mevcut durumunu değerlendiriliyor ve kentsel dönüşüm bağlamında herkes için barınma hakkının nasıl mümkün olabileceği tartışılıyor.

Rapor Türkiye ve İstanbul’daki barınma krizinin nedenlerini ve enflasyonunun etkilerini incelerken kentsel dönüşümün sosyal altyapı dengesini sağlamada bir fırsat olarak kullanılabileceğinin altını çiziyor. Buna göre uzun süredir inşaat sektörünün taleplerini gözeten rant odaklı dönüşümün yerine yurttaş hakları ve sosyal adaleti önceleyen bir kentsel dönüşüm perspektifinin, iyi bir planlamayla bir araya geldiğini durumda herkes için depremlere karşı dayanıklı, güvenli ve sağlıklı konuta erişim hakkının sağlanmasına yönelik adım atılabileceği belirtiliyor.

Rapordan öne çıkanlar:

Kasım 2023 verilerine göre İstanbul’da son bir yıl içerisinde konut satış fiyatları %84,14 oranında, kira fiyatları %75,56 artış gösterdi. Metrekare fiyatları değerlendirildiğinde ise satılık fiyatının %82,54, kiralık fiyatının ise %84,33 arttığı görülüyor.

2000’li yıllarda İstanbul genelinde konut sunumunda yaşanan artışa rağmen, orta ve düşük gelir grubu için konut satın alımı imkansızlaştı. Kent genelinde sunulan kiralık konutlar da düşük ve orta gelir grubu için ödenebilir olma niteliğini kaybetti.

Pandeminin etkisi ile birlikte kira fiyatları 2020 ile 2022 arasında tüm ülkelerde artış gösterdi. Ancak dünya genelinde kiralar 1,6, İstanbul’da 5,2 kat arttı. Türkiye’de satın alma gücünün de son yıllarda hızla düşmesiyle birlikte barınma krizi kaçınılmaz hale geldi.

Konut kiralarında ve satışında yaşanan ciddi fiyat artışı, her konut değişiminde artan kira uçurumu, yeni konut bulamama gibi sorunlar sadece ev bulma sürecinde hane ekonomilerini sarsmıyor, aynı zamanda kiracıları sürekli kaygı ve tedirginlikle baş başa bırakıyor.

2019 yılından itibaren son dört yılda kira fiyatlarının en çok arttığı ilçeler:

  • Üsküdar: %961
  • Kağıthane: %954
  • Beykoz: %889
  • Başakşehir: %879
  • Küçükçekmece: %861
  • Eyüpsultan: %804

Asgari ücrette yaşanan artış ve kira fiyatlarında yaşanan artış karşılaştırıldığında asgari ücret zamlarının kiralardan çok daha az arttığı görülüyor. Özellikle ücretli çalışanların, kazançlarının büyük çoğunluğunu kira giderlerine harcamasına yol açan bu dengesizlik, sosyal adaletsizliği artıran ve toplumsal barışı tehdit eden boyuta geldi.

Hane halkı bütçesine aşırı yük getirmeyen bir fiyat veya kira düzeyinde ve belirli standartlarda konut, ödenebilir konut olarak nitelendiriliyor. Hane halklarının, aylık gelirlerinin %30’undan az bir kısmını konut harcamalarına tahsis etmeleri, oturdukları konutların hane halkı için ödenebilir olduğuna işaret etmektedir.

TÜİK’e göre ortalama hane halkı gelirinin 2023 yılında yaklaşık 13 bin TL olduğu düşünüldüğünde, konut kredilerinden yalnızca ayda 100 bin TL üzeri geliri olanların, yani toplumun en çok gelir elde eden %5’inin yararlanabildiği görülüyor.

Toplumun %95’inin konut kredisinden faydalanamadığı bu dönem kredili konut satışlarının da ülke genelinde tarihin dip noktasına düşmesi, evin bir barınma değil finansal yatırım aracına dönüşmesine yol açıyor.

İPA tarafından 3 Ağustos – 1 Eylül 2023 tarihleri arasında 317 İstanbul sakini ile yapılan araştırmaya göre katılımcıların %84,7’si binalarında kentsel dönüşümün gerekli olduğunu düşünüyor. Kentsel dönüşümün gerekli olduğunu düşünen katılımcıların %93,4’ü 30 yıl ve üzeri binalarda yaşıyor.