Sosyal medyada paylaşın!
Son Verilerle İstanbul Ekonomisi 2021 2. Yarıyıl raporu yayımlandı!
İBB İstanbul Planlama Ajansı, İstanbul’un ekonomik durumu ile ilgili yürütülen çalışmaların bir kısmını kamuoyu ile paylaşarak, İstanbul’un ekonomisinin mevcut durumunu belirlediği “Son Verilerle İstanbul Ekonomisi” raporunun ikincisi yayınladı. Raporda, İstanbul’un mevcut ekonomik görünümü, sektör dinamikleri & istihdam ve enflasyon & gelir durumu iki başlık altında incelendi.
Pandemi, İstanbul’da sektörler arasındaki dengeyi değiştiriyor
Son 12 yıl içinde İstanbul’da kayıtlı firma ve çalışanların içinde yüksek ve orta-düşük teknolojili imalat faaliyetlerinin ağırlığı azalırken, bir alt sınıfta yer alan orta-yüksek ve düşük teknolojili firmaların payı arttı. 2020 yılı itibariyle firmaların yüzde 88.2’si; çalışanların ise yüzde 82.8’i düşük ve orta-düşük teknolojili imalat sanayi faaliyetlerinde kayıtlı iken, yüksek ve orta-yüksek teknolojili faaliyetlerde kayıtlı firma ve çalışanların ağırlığı ise sırasıyla yüzde 11.7 ve yüzde 17.2 düzeyinde kaldı.
Salgın döneminde imalat faaliyetlerinde yüksek ve orta-yüksek teknolojili firmalar öne çıktı
Salgın öncesindeki 2008-2019 döneminde yüksek teknolojili faaliyetlerde kayıtlı firma ve çalışan sayısı giderek azalmakta iken, 2020 yılında bu faaliyetlerdeki firma sayısı yüzde 11.5; çalışan sayısı ise yüzde 12.2 oranında arttı.
En fazla kayıtlı çalışan istihdam hizmet kolu yüzde 18.6 ile toptan ve perakende ticaret oldu
Yavaşlayan büyüme hızına rağmen imalat ve düşük bilgi yoğun hizmet sektörleri kentteki işgücünün yarısından fazlasına istihdam sağlamakta. Hizmetler sektörü ise kentteki kayıtlı istihdamın yüzde 61.8’ine kaynaklık etti.
En fazla kayıtlı çalışan istihdam eden üç hizmet kolu ise genellikle bilgi yoğunluğu düşük alt faaliyetleri barındıran «Toptan ve Perakende Ticaret-(yüzde 18.6)», «İdari ve Destek Hizmeti Faaliyetleri-(yüzde 9.1)» ve «Ulaştırma ve Depolama-(yüzde 7.2)» oldu. Kentteki ekonomik büyümeye öncülük eden bilgi yoğun «Finans ve Sigorta» ile «Bilgi-İletişim» hizmetleri ile «Mesleki, Bilimsel ve Teknik Faaliyetler» in istihdam içindeki toplam payı ise yüzde 12 oldu.
Salgın döneminde bilgi yoğun hizmetlerde çalışan sayısı yüzde 3.9 oranında artarken, bilgi yoğunluğu daha düşük ticaret, ulaşım, konaklama, yiyecek-içecek gibi faaliyetleri içeren geleneksel hizmet kalemlerindeki kayıtlı çalışan sayısı yüzde 0.4 azaldı
Geleneksel hizmetlerde kayıtlı firma ve çalışan sayısındaki değişimi etkileyen önemli bir unsur posta ve kurye faaliyetleri» ile «ev içi çalışanların faaliyetlerinde yaşanan büyük artış oldu. Bu artış dışarıda bırakıldığında salgın döneminde bilgi yoğun hizmet faaliyetlerindeki firma ve çalışan artışı, az bilgi yoğun geleneksel hizmet kalemlerine göre daha fazla gerçekleşti.
Gıda ve barınma gibi temel ihtiyaçlardaki yükselişler enflasyonun sabit gelir üzerindeki tahribatını artırıyor
Ekim 2021 itibariyle, Türkiye’de enflasyon yüzde 19.9 olurken, İstanbul’da yıllık enflasyon yüzde 18.6 olarak açıklandı. İstanbul’da son bir yılda yıllık enflasyonun en yüksek olduğu harcama grupları: Konutların bakım &onarımı, posta hizmetleri, gıda, lokanta & oteller, üniversite eğitimi, eğitim & kültür araçları oldu.
Enflasyon sepetinin içinde olmayan konut fiyatlarındaki yıllık fiyat artışları, hem Türkiye’de, hem de İstanbul’da TÜFE’nin seviyesinin çok üstünde seyrediyor.
Enflasyon, düşük gelir gruplarında daha fazla hissedilmeye başlandı
Ekim 2021 verilerine göre, gelirden en az payı alan yüzde 20’lik grubun yıllık enflasyonu yüzde 19 iken, en fazla pay yüzde 20’lik grup için enflasyon yüzde 18.15; ayrıca gelirden en yüksek pay alan yüzde 20’lik grubun geliri, en düşük yüzde 20’lik grubun gelirine oranı 8.5 kat daha fazla. Bu oran 2010’da 5.8 idi ve bu tarihten beri bozulmaya devam ediyor.
İstanbul’da istihdam artsa da, geçinme şartları ve ekonomik algı kötüleşiyor
Bir yıldır İstanbul İstatistik Ofisi tarafından gerçekleştirilen İstanbul Barometresine göre, çalışanların oranı 2021 başından beri yükseliyor. Fakat istihdam şartlarındaki iyileşmeye rağmen, ‘Geçinecek kadar kazanıyorum’ diyenlerin oranı Mart 2021’de tepe noktasına ulaştıktan sonra daha düşük seviyelerde seyrediyor. Geçinme şartlarındaki zorlanmaya bağlı olarak, Şubat 2021’den beri Türkiye ekonomisinin kötüleşeceğini düşünenlerin yüzde 50’nin üstünde.
Geçinme şartlarının zorlaşması, borç yükünü artırıyor
İstanbul Barometresi sonuçlarına göre, İstanbul’da borç alanların oranı 2021 yılının başında tepe yaptıktan sonra yılın ikinci çeyreğinde azalmaya başladı. Mayıs 2021’de en düşük noktasına gelen borç alma oranı, dalgalı bir seyir içinde Haziran’dan beri yükselmeye başladı. Kredi kartı borcunu asgariden az ödeyen ya da hiç ödemeyenlerin oranında da Temmuz’dan beri yükseliş yaşanıyor. Bu yükseliş, İstanbul’da takibe düşen bireysel tüketici kredilerindeki yükseliş ile paralel bir seyir izliyor.