İPA İstanbul Dergisi
2022 / 006
İPA İstanbul Dergisi’nin altıncı sayısı yayımlandı. Kentin farklı alanlarını ve meselelerini disiplinler arası bir yaklaşımla elen alan derginin yeni sayısının “Metropolde Geçinmek” başlıklı kapak dosyasında, içinden geçtiğimiz ekonomik krizle beraber zaten eşitsizliklerin yoğun olduğu birer tüketim merkezi konumundaki metropollerde geçimin nasıl olumuz yönde etkilendiği ve nelerin yapılabildiği (veya yapılamadığı) sorularına yanıt aranıyor.
Ayrıca İPA İstanbul’un altıncı sayısı ayrıca İstanbul’un gecelerini konu ediyor ve kentin kendine özgü bir kamusallık ve ritim ile süren gece yaşamında çalışma alanlarını, sokaklarını inceliyor. “Gece de Yaşayan İstanbul” başlıklı dosyada, elektrikle birlikte 19. yüzyıldan bu yana yaşanan dönüşüm, günümüz gece çalışma koşullarına toplumsal cinsiyet ve haklar üzerinden incelemelerle birlikte tartışılıyor.
Bu sayıda ayrıca Temmuz ayında açıklanan İstanbul Vizyon 2050 Strateji Belgesi’nden İstanbul’un sokak otlarına, İPA Gençlik Platformu’ndan kentin yaşadığı iklim krizini farklı veçheleri ile inceleyen akademik çalışmalara çeşitli İstanbul ve kent meseleleri konu ediliyor.
İÇİNDEKİLER
KAPAK | METROPOLLERDE GEÇİNMEK
KRİZ, SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK VE İHTİYAÇLAR ÜZERİNE KAVRAMSAL BİR TARTIŞMA
AYŞE BUĞRA
Orta sınıf için geçimin giderek imkânsızlaştığı, alt sınıflar içinse derinleşen bir açlık krizine dönüşen bu süreç yakın bir zamanda aşılabilecek gibi görünmüyor. Gökçe Yeniev, yaşamakta olduğumuz geçim sıkıntısını ve yoksullaşmayı daha iyi anlayabilmek için kriz, sürdürülebilirlik ve ihtiyaç kavramlarını, sosyal adalet birlikte yaşama arasındaki ilişkiyi ve alternatif sosyal politika yaklaşımlarını Prof. Dr. Ayşe Buğra ile konuştu.
KENTLERDE AĞIRLAŞAN GEÇİM SANCISI NE DEĞİŞTİ?
MUSTAFA SÖNMEZ
Yurttaşların çoğunluğu ekonomik krizin ağırlaşan koşullarıyla yüzleşse de İstanbul gibi kentlerin sakinlerinin bu şartları deneyimleme şeklinin farklılaştığını belki de sayılara bakmadan, gözlemlerimizle ve deneyimlerimizle doğrulayabiliriz. Yine de bu noktaya gelişin bir izleğini, dönüm noktalarını ortaya koymakta yarar var.
İSTANBUL’UN KRİZ ROTASI: 11 ADIMDA GEÇİM VE DAYANIŞMA
ŞEHİDE ZEHRA KELEŞ
Ekonomik öngörüler ve enflasyon oranlarının ötesinde, bugün herkes “yeni” bir şey yaşandığı konusunda mutabık. Bundan bir süre önce, hepimizin hayatına basit ama bir o kadar güçlü bir soru düştü: Neler oluyor? Bu soruya yanıt vermek için İstanbul Planlama Ajansı tarafından yürütülen “Ekonomik Krizin Kıskacında: İstanbul’da Geçim ve Dayanışma” araştırması İstanbul’un en yoksul 11 mahallesindeki gözlemleri, çözülen dayanışma mekanizmalarını ve İstanbul’da hayatta kalma stratejilerini ortaya koyuyor.
GEÇİM DERDİ VE SOSYAL POLİTİKA
MERYEM KORAY
Metropol sakinlerinin ekonomik darboğazdaki geçim sıkıntısını giderecek ulusal ekonomik göstergelerin iyileştirilmesi kadar kamucu bir sosyal politikanın varlığı ve niteliği de bir ihtiyaç. Ancak nitelikli bir sosyal politikanın varlığı veya yokluğu da yine mevcut maddi kısıtların tarihsel kökenleriyle ilgili. Yerel yönetimler de bu kısıtlardan payını alıyor.
POPÜLİST REFAH DEVLETİ REJİMİ VE SİYASİ BELİRLEYENLERİ
ERDEM YÖRÜK
Ekonomik kriz bugün, refah devleti sisteminin kalkınmacı dönemdekinden farklı olduğu günlerde yaşanıyor. 1950’lerden 1990’lara kadar yürürlükte olan istihdam temelli refah sistemi geride kalmış durumda. Yerine geleni anlamaya dönük alternatif bir bakış açısı, Türkiye’yi de içinde sayabileceğimiz Küresel Güney’de ortaya çıkan Popülist Refah Devleti Rejimi Modeli’ne bakıyor. Farklı alanlarda birçok sosyal yardımdan oluşan bu modelin yoksullar nezdinde siyasi rıza devşirme ve popülist destek sağlama aracı olarak da karşımıza çıktığını görüyoruz.
KENTLER VE GELİR EŞİTSİZLİĞİ: GELİR EŞİTSİZLİĞİ ve YOKSULLUK KARŞISINDA KENT BELEDİYELERİNİN SORUMLULUĞU
HÜLYA KİRMANOĞLU
Kentin mekânsal kullanımında oluşan ayrımlar aynı zamanda ciddi bir uzamsal adalet sorunu olduğunu gösterir. Bu sorunu çözmek ve fırsatları yeniden dağıtarak “adil bir kent”e yaklaşmak için temel gelir tartışmaları yerel yönetimlere nasıl bir alan açıyor? Yapılması gereken bireyin parasal kazancı yanında kendisine daha düşük fiyatla daha çok kaynak sunulmasını da gelir tanımına dâhil etmek olabilir.
GÖSTERGE
METROPOLLERDE YOKSULLUK VERİLERİ
ERTAN AKSOY
Türkiye tarihinde görmediği bir ekonomik buhranla karşı karşıya kaldı. Bilimsel bulgulara karşı gelerek tam tersi istikamette ilerletilen Türkiye ekonomisi önce ağır bir kur krizine sürüklendi, sonra arz yönlü maliyet artışlarıyla kendisini enflasyonist bir ortamda buldu. Türkiye geneliyle kıyaslandığında metropollerde hissedilen ekonomik buhranın bazı noktalarda benzeştiği ancak başta kira artışları olmak üzere bazı noktalarda da farklılaştığını gözlüyoruz.
SAHADAN
KÖKLÜ SORUNDA YENİ DARBOĞAZLAR
TOPLUMSAL HAKLAR VE ARAŞTIRMALAR DERNEĞİ (TOHAD)
Engellilerin gündelik hayata katılımı, temel ihtiyaçlarına her yurttaş kadar erişebilmesiyle ilgili sorunlar yeni değil. Kentleşmeyle milyonlarca sakinin yaşadığı pek çok sorunsa engelliler için daha yoğun ve bir o kadar görünmez şekilde yaşanıyordu. Ancak ekonomik kriz zamanlarında geçim sıkıntısı her kesim için katlanarak büyürken engellilerin hayatına yansıması ayrı bir vurgu gerektiriyor. Kentlerde engellilerin ekonomik krizdeki geçim sıkıntısını Toplumsal Haklar ve Araştırmalar Derneği’nden (TOHAD) Hakan Özgül’e sorduk.
GEÇİM ZORLUKLARI VERİLERİNİ KAMUSAL BİLGİYE VE SİYASETE DÖNÜŞTÜRMEK
DİSK-AR
Hatırı sayılır bir süredir ülkedeki ekonomik koşulların emeğiyle geçinenler ve geçinemeyeneler üzerindeki etkisinin ağırlığını ölçmek, kamuoyuna sunmak ve şeffaf bir şekilde tartışmak kamunun sunduğu verilerin eleştirilere konu olması nedeniyle daha çetrefilli bir hâl aldı. DİSK Araştırma Merkezi de (DİSK-AR) uzun bir süredir kamuoyunu nitelikli veri analizi ve periyodik paylaşımlarıyla bilgilendirmeyi amaçlıyor. DİSK-AR uzmanı Deniz Beyazbulut’a bu verileri nasıl okuduklarını ve bu okumayla ne tür kamusal politikalar oluşturulabileceğini sorduk.
METROPOL MESELELERİ
KÜRESEL KENT VİZYONU, İSTANBUL’UN VİZYONU
ÇAĞLAR KEYDER
İstanbul’un 1990’lardan bugüne küresel kent olma yolculuğu oldukça tartışmalı bir mesele olageldi. Bugün dünya genelinde küreselleşme, nereye varacağı belirsiz bir değişimden geçmekte. Prof. Çağlar Keyder’e İstanbul’un küresel kent olma yolundaki farklılıklar ve değişimler içeren ilerleyişini, merkezin kent üzerindeki belirleyiciliğini ve özerklik ihtimallerini, yoksulluk ve barınma gibi konular ile ilgili sorunlarını ve içinde bulunulan şartlarda sahip olması gereken vizyonunu sorduk.
DÜNYA KENTLERİNİN GELECEK VİZYONLARI İSTANBUL’UN 2050 VİZYONUNUN KÖKENLERİ
VİZYON 2050 OFİSİ
Yüz seneyi aşan planlama serüveninde dünya kentlerinin kentsel vizyon çalışmalarıyla yeni bir dönemden geçtiklerini görüyoruz. İstanbul da bu eğilimi sahiplenen metropollerden biri. Vizyon çalışmalarının tarihsel arka planını, güncelliğini, ortak ve farklılaşan yönlerine göz gezdirmek, İstanbul’un “Vizyon 2050” belgesinin bağlamını anlamak için önem teşkil ediyor.
İSTANBUL’UN 2050 VİZYONU YAŞANABİLİR BİR GELECEĞİ BERABER KURMAYA ÇAĞRI
VİZYON 2050 OFİSİ
İstanbul’un geleceğini tüm İstanbullular için adil, eşitlikçi ve imkân sunan, özgürleştiren, dayanıklı ve güvenli, canlı ve yenilikçi, çeşitliliğiyle güçlü, iyi yaşam sağlayan, iklime duyarlı ve doğayla barışık hâle getirme iddiasıyla 2020 yılında başlayan İstanbul Vizyon 2050 Strateji Belgesi hazırlık çalışmaları sonlandı. Belge; kentlilere iklim krizi ve çevre, hareketlilik, altyapı, mekânsal gelişim ve kamusal mekânlar, ekonomi, kentsel olanaklar ve kentte toplumla birey ilişkisi üzerine sorun tespitleri ve bu sorunlara dair çözüm önerileri sunuyor.
EKOSİSTEM
İSTANBUL’UN SOKAK OTLARI
CİHAN ERDÖNMEZ, ANNA ZADROŻNA
Doğal otsu bitkiler gezegenimizdeki bütün canlıları içeren ana yaşam döngüsünün en temel bileşenlerinden. Giderek sadece insanların mekânı hâline gelen kentlerdeki hâkim anlayış doğal otsu bitkileri mücadele edilmesi gereken “yabani ot” ya da “zararlı ot” olarak görüyor. Buna rağmen varlıklarını kentin sızabildikleri tüm alanlarında sürdüren doğal otsu bitkileri korumak ve kentsel yeşil alan planlama çalışmalarına entegre etmek kentin bugünü ve geleceği için büyük öneme sahip.
DOSYA | GECE DE YAŞAYAN İSTANBUL
GEÇ DÖNEM OSMANLI İSTANBUL’UNDA GECE
NURÇİN İLERİ
On dokuzuncu yüzyılda İstanbul’un elektrik serüveninin başlaması ve yeni tüketim kültürünün sunduğu imkânlarla kent sakinlerinin gündelik deneyimi de dönüştü. Yeni emek, eğlence ve sosyalleşme kültürleri gündüz ve gece arasındaki sınırları muğlaklaştırıp kent sakinleri için yeni özgürlük alanları sunarken, diğer yandan politik, ekonomik ve kültürel nedenlerden ötürü iktidarlar geceyi daha da katı bir biçimde kontrol etmeyi arzuladı.
BAKIŞIN GECE HÂLİ
SEÇİL YERSEL
Tarih Vakfı’nın İstanbul Dergisi’nin Temmuz 2001 sayısının dosya konusu “Gece”ydi. Dosyanın editörü Seçil Yersel, 21 sene öncesinden bugüne havadan ve denizden bakarak İstanbul gecelerinin dönüşümünü izliyor.
GECE, İSTANBUL VE KADINLAR
YASEMİN BAHÇEKAPILI, BURCU TÜM
Gece, kadınlar tarafından sıkça tekinsiz olarak tarif edilen bir zaman dilimi. Bu durum özellikle de kentteki kamusal mekânlardaki yoğunluk, yetersiz aydınlatma, kuytu ve bakımsız alanların varlığı, güvenlik ve denetim eksikliği ve toplu taşımadaki olumsuzluklar gibi güvensizlik hissi oluşturan unsurlarla doğrudan ilintili. Geceyi kadınlar için güvenli hâle getirmek için başta adalet sistemi olmak üzere devletin tüm kurumlarının ve yerel yönetimlerin bu konuda çalışmalar yürüten kişilerle birlikte geliştirip uygulayacağı bir eylem planına ve eylemlere ihtiyaç var.
GECE ÇALIŞMASI VE GECE ÇALIŞANLARIN HAKLARI
AZİZ ÇELİK
Ürün ve hizmetlere gereksinimin üst düzeyde olduğu İstanbul’da gece çalışması giderek yaygınlaşıyor. Özellikle hizmet sektöründe görülen gece çalışmasının birçok zahmet ve zorluğu bulunuyor. Buna karşın çalışma mevzuatında gece çalışan işçileri koruyan düzenlemeler var olsa da yeterli değil. Sendikalaşma oranlarının, özellikle de gece çalışmasının yaygın olduğu hizmetler sektöründe, düşük olması gece çalışanların haklarının korunmasını önünde engel olarak duruyor.
KENTİN GECE ÇALIŞANLARI
BERKAN ÖZYER
Uyumayan şehir deyince her ne kadar kentin eğlence hayatı akla gelse de sokak lambalarının ve araç farlarının arkasında zorlu bir emek mücadelesi kesintisiz devam ediyor. Kentin gecesini gündüzüne bağlayan bu işlerin çoğunda kendine has, yer yer gündüzdekilere benzer dinamikler bulunuyor. Bu mücadele alanlarından bazıları olan meyve sebze hali çalışanları, ambulans ve acil tıp teknisyenleri ile fırın çalışanlarının birer gecesine konuk olarak, gecenin yükünü sabaha taşıyanların emeğini aktarıyoruz.
MONİTÖR39
HAVA KARARINCA
Monitör39 bu sayıda İstanbul’u hava kararınca gözlemliyor ve gece saatlerinde açık olan dükkânların 39 ilçe arasındaki karşılaştırmalı dağılımını inceliyor.
KOLEKSİYON
GECELER AYDINLANIRKEN: ELEKTRİK VE İSTANBUL
İstanbulluların geceleri biraz olsun aydınlığa kavuşmak için bulutsuz bir havada Ay ve yıldızları veya Ramazan aylarında mahyaları beklediği günlerden elektriğin sokaklardaki hâkimiyetine geçiş hayatın her alanında kendisini hissettiren bir teknolojik dönüşümle yaşandı. Bu dönüşümü İBB ve BEDAŞ tarafından hazırlanan Elektrik ve İstanbul: Elektriğin Geçmişten Günümüze Serüveni başlıklı araştırma kitabından fotoğraflarla aktarıyoruz.
BÜYÜKŞEHİR HAFIZASI
“VEREBİLECEĞİMİZ BİR TECRÜBE HAYAT KURTARIR. YANİ YANGIN BAŞKADIR, EĞİTİMİ BAŞKADIR.”
CANER MURAT DOĞANÇAYIR
İbrahim Alçın 25 yıl görev yaptığı İstanbul İtfaiyesi’nden 2012 yılında emekli olsa da görev süresinin çoğunu geçirdiği Beşiktaş’taki Yıldız İstasyonu’na gidip gelmeye devam ediyor. Emekliliğinde de hizmet ettiği kurumla bağını sürdüren Alçın, teşkilatın mirasını anlatırken yangın söndürme ve arama kurtarma görevlerinde saha tecrübesini aktarmanın önemini vurguluyor.
KENT GÜNDEMİ
BİR DURUM OLARAK GENÇLİK VE GEÇİCİLİK
AYŞE ECE DURMAZ
Genç olarak tarif edilen ve yaşla sınırları belirlenen toplumsal grubun homojen bir yapıda olmadığı, Türkiye’deki öğrenci, çalışan, evli, bekâr, işsiz gibi farklı genç nüfus profillerinin büyük çoğunluğunun kentlerde ve yerel yönetimlerin daha etkin olduğu büyük şehirlerde yaşadığı biliniyor. Yerel yönetimlerin gençlerin daha çok ilgisini çeken ve günlük hayatta karşılaştıkları sorunlarda ilk temas ettikleri kamu kurumu olma hedefini sürdürdüğü yolda İPA Gençlik Platformu kuruldu.
KENTTE FARKLI BİR DÖNÜŞÜM HİKÂYESİ YEŞİL İSTANBUL DÖNÜŞÜM ATÖLYESİ
KENAN SALUĞU
İstanbul’da kamusal yaşamı destekleyen kent mobilyalarının yeniden kullanım ve ileri dönüşüm odağında bakım ve onarımlarının yapıldığı, İBB Park Bahçe ve Yeşil Alanlar Dairesi Başkanlığı’na bağlı İBB Avrupa Yakası Park ve Bahçeler Müdürlüğü bünyesinde faaliyet gösteren Yeşil İstanbul Dönüşüm Atölyesi koordinatörü Kenan Saluğu ile Kübra Elif Durğun konuştu.
AKADEMİ
İKLİM KRİZİNİN İSTANBUL’DAKİ ETKİLERİNE DÖNÜK ARAŞTIRMALAR
CANER MURAT DOĞANÇAYIR
İstanbul’u odağına alan araştırma külliyatında iklim krizinin etkilerini ölçen çalışmaların sayısı artıyor. Kütüphane raflarında ve akademinin dijital veritabanlarında kamuoyunun ilgisini bekleyen bu türden pek çok yüksek lisans ve doktora tezi ve hakemli dergilerde yer bulmuş makale mevcut. İstanbul metropoliten alanında faaliyetini sürdüren meteoroloji istasyonlarının verileriyle, kentin yaşadığı iklim krizini farklı veçheleriyle inceleyen ve ilerideki araştırmalara da kaynaklık edebilecek çalışmalardan ikisini paylaşıyoruz.
SAYAÇ
SAYAÇ
Kentin çeşitli alanlarda değişimini takip etmek için üç aylık periyotlarda yayınlanan İPA İstanbul sayacı dönmeye devam ediyor.