İPA İstanbul Dergisi

2024 / 010

İPA İstanbul Dergisi’nin onuncu sayısı raflarda! “İstanbul’un Seçimi” adlı kapak konusuyla, yerel seçimler hem Türkiye ölçeğinde hem de İstanbul’a özgü çeşitli dinamiklerle inceleniyor. Seçmen davranışları, kampanyalar, stratejiler, sosyal medya ve anketler, veri analizi ve seçim tahmini,  kadın ve genç adaylar gibi konular Ali Çarkoğlu, Emre Erdoğan, Seda Demiralp, Mert Moral, Erdem Yörük, Gülfem Saydan Sanver, Nevzat Taşçı ve Nilden Bayazıt gibi uzmanlar tarafından ele alınıyor. Ayrıca, yerel seçim konusunda kent hakkına ve doğru veriye erişime ilişkin sorular Mekanda Adalet Derneği ve Doğruluk Payı ile yapılan söyleşilerde yanıtlanıyor. 

İstanbul’un son 30 yılda müzik mekanlarındaki dönüşüm “Stadlardan Sahnelere” başlıklı dosyada inceleniyor. Bu dönüşüm Levent Kaya Ocakaçan ve Seda Niğbolu’nun yazılarının yanı sıra Derya Bengi, Aylin Aslım ve Taner Öngür ile yapılan söyleşilerle detaylı bir şekilde ele alınıyor. Yanı sıra her sayıda olduğu gibi İstanbul’un farklı gündemlerine bu sayıda da yer veriliyor. Dursun Yıldız yazısıyla İstanbul’un su sorunları ve çözüm önerilerini kaleme alırken, Pelin Alpkökin yazısıyla metropoldeki raylı sistemlerin durumunu ve geleceğini aktarıyor. 

Dergiyi satın al

İÇİNDEKİLER

KAPAK | İSTANBUL’UN SEÇİMİ

İndirilebilir İçerik

YEREL SEÇİMLERDE SEÇMEN DAVRANIŞI: NE KADAR YEREL? | Emre Erdoğan

Yerel seçimlerde, “akılcı” seçmenin genel seçimlerde olduğu gibi kendisi için de en iyi olacağını düşündüğü adaya ya da partiye oy vereceği beklenebilir. Ancak çeşitli alanlardaki yerel hizmetlerin seçmenin hayatındaki öncelik sıralamasından, etki yaratma düzeyinden ve algılanma biçiminden adayın tanınırlığına kadar birçok unsur bunu karmaşık hâle getirir. Seçmenler ortaya çıkan belirsizliği aşmak için oy verme kararını belirlerken farklı “kısa yollara” başvurur.

KURAL HİÇ DEĞİŞMEZ: SEÇİMLERİ DOĞRU STRATEJİ KAZANDIRIR | Gülfem Saydan Sanver

Yerel seçimler, ulusal ölçekteki siyasal ortam ve ilişkilerden, ekonomik durumdan doğrudan etkilense ve genel seçimlerle bazı benzerlikler barındırsa da yerele ait dinamik, ihtiyaç, beklenti ve taleplere göre şekillenmesi gereken süreçler. Seçmenlerle kurduğu ilişkide seçmenlerin arasındaki farklılıkları göz ardı etmeyen, onların hayatını önemseyen, kentlerdeki sorunlara çözüm üretebildiğini ve bunları uygulayabileceğini gösteren, söylem ve mesajlarıyla umut veren aday ve partilerin başarılı olması beklenir.

İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI SEÇİMLERİNDE ULUSAL KONULAR MI YOKSA YEREL KONULAR MI DAHA ETKİLİ? | Ali Çarkoğlu

İstanbul, Türkiye siyaseti ve ekonomisinde büyük öneme sahip. Aynı zamanda, İstanbul’un yönetiminde sergilenen performans ile ulusal seçimlerde başarılı olma arasında pozitif bir ilişki olduğuna ilişkin yaygın bir kanaat bulunuyor. Bu da, İstanbul’daki yerel seçimlerin ulusal seçim özellikleri kazanmasına yol açıyor. 2019 yerel seçim sonuçlarının İstanbul özelinde seçmen davranışlarını şekillendiren farklı etmenlere bakılarak yerel ve ulusal dinamikler üzerinden değerlendirmesi 2024 yerel seçimlerine dair ipuçları taşıyor.

31 MART 2024 SEÇİMLERİ AREFESİNDE SİYASİ KUTUPLAŞMA VE SEÇMEN DAVRANIŞI İLİŞKİSİ ÜZERİNE BİR DENEME | Mert Moral

İdeolojik ve duygusal kutuplaşmanın hızla arttığı, kültür çatışmasının seçmen tercihlerini giderek katılaştırdığı ülkemizde oy tercihlerinin seçimden seçime oldukça az değişiklik gösterdiğini, muhalefet ve iktidar blokları arasındaki oy geçişlerinin giderek azaldığını gözlemliyoruz. Bununla birlikte, 2019’daki İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Seçimleri, yerel ve genel seçimler arasında adayların niteliklerinin önemi gibi farklılıkların bulunduğunu ve “adaletsizlik”, “haksızlık” duyguları gibi belirli bir seçime özgü faktörlerin seçime katılım ve oy verme davranışlarında küçük de olsa anlamlı değişimlere yol açabildiğini göstermekte.

YEREL SEÇİMLERDE 2024 HEDEFLERİ: DEMOKRATİK GERİLEMEYİ SINIRLAMAK, KÜSKÜN SEÇMENİ SİYASETLE BARIŞTIRMAK | Seda Demiralp

Yerel seçimler, siyasetin kontrol ve baskı altında tutulduğu, özgürlüklerin kısıtlandığı ve yürütmenin diğer devlet organlarına göre baskın olduğu otokratik popülist yönetimlerde muhalefet için birçok fırsat barındırır. İktidarın propaganda gücünün ve iktidar partisiyle kurulan aidiyet ilişkilerinin görece zayıfladığı yerel seçimlerde, daha sorunsuz biçimde kurulacak farklı ittifak ve iş birliklerinin de etkisiyle muhalefet partilerinin gündelik hayatlarındaki sorun ve taleplere odaklanmış seçmenlerden oy almaları kolaylaşır. Muhalefetin 2019’da elde ettiği başarıyı 2024 yerel seçimlerinde tekrarlaması hem Türkiye’de otokratik-popülist siyasetin geriletilmesi hem de seçmenlerin siyasete olan ilgisini canlandırması bakımından fırsatlar sunuyor ve önem taşıyor.

YEREL SEÇİMLERDE SEÇMEN DAVRANIŞLARININ SOSYAL MEDYA VERİLERİ ÜZERİNDEN ANALİZİ  | Erdem Yörük

Geleneksel veri toplama yöntemleri ölçüm, temsiliyet ve etik gibi konularla ilgili bir dizi sorun ve zorlukla karşı karşıya. Bu da seçim süreçlerinin analizi ve anlaşılması için gerekli olan yeterli ve kapsamlı verinin toplanamamasına yol açıyor. Bunları aşmanın bir yolu, geleneksel veri toplama yöntemlerinden anket çalışmalarının ve sosyal medya takibinin birbirini tamamlayacak ve barındırdıkları zaafları giderecek şekilde yenilikçi ve bütünleşik kullanımından geçiyor.

GENÇLİĞE BİR BAKIŞ: KİM BU GENÇLER VE NE İSTİYORLAR?  | Nevzat Taşçı

Gençler, her seçim döneminde tavrı çok merak edilen, tartışılan seçmen gruplarının başında geliyor. İçerisinde birçok farklılığı barındırsa da genç olarak tanımlanan grubun yaşamdaki fırsatları giderek azalıyor, temsiliyetleri sınırlı kalıyor. Bu da kurumsal siyasetle ilişkilerinin kopmasına yol açıyor. Öte yandan, yerel siyasete katılımlarının artırılması kaybetmekte oldukları imkân ve olanaklarının sağlanmasının, kurumsal siyasetle ilişkilerini sağlamlaştırmalarının yolunu açabilir.

YEREL SEÇİMLER YAKLAŞIRKEN: KADINSIZ KENT İSTANBUL | Nilden Bayazit

Kadınlar Türkiye’de siyasetin olabildiğince dışında tutuluyor. Bu durum yerel yönetimlerde de geçerli. Şu an İstanbul’da sadece bir kadın belediye başkanı bulunuyor. Hem de çok sayıda kadının adaylık başvurusunda bulunmasına rağmen. Oysa araştırmalara göre, toplumun çoğunluğu siyasete katılımda toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasının kadınların olduğu kadar tüm toplumun sorunlarının çözümü için gerekli olduğunu düşünüyor. Bunu sağlamanın önemli bir adımı siyasi partilerin kadın kotalarına uymaları ve kadınları seçilebilecek yerlerden aday göstermeleri.

ATATÜRK KİTAPLIĞI KOLEKSİYONU’NDAN SEÇİMLERE BAKMAK

İndirilebilir İçerik

“YEREL POLİTİKALARIN KENTLERDE YAŞAYAN TOPLUMUN İYİLİK HÂLİNİ DESTEKLEYECEK ŞEKİLDE NASIL ÜRETİLECEĞİNİN ASIL ÖNEM ARZ EDEN KONU OLMASI GEREKTİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUZ.” | Mekânda Adalet Derneği

Mekânda Adalet Derneği 2016 yılından bu yana daha adil, demokratik, ekolojik yaşam alanları için araştırmalar yürütüyor, toplumsal adaletsizliklerin mekânsal boyutuna dikkat çekiyor. Geçtiğimiz seçimlerde siyasi partilerin ve ittifakların kent ve çevre konularına yaklaşımlarını, vaatlerini ve çalışmalarını, yaklaşan yerel seçim özelinde kentlilerin ihtiyacı olan mekânsal politikaları Mekânda Adalet Derneği’nden Bahar Bayhan ile konuştuk.

“YEREL SEÇİM SÜRECİNDE SEÇMENLERİN OY SANDIĞINA GİTTİĞİNDE DOĞRU BİLGİLERLE KARAR VEREBİLMESİNİ SAĞLAMAK BİZİM EN TEMEL AMACIMIZ.” | Doğruluk Payı

Doğruluk Payı, 2013’ten bu yana kamuoyunda süregelen tartışmalarda ve açıklamalarda doğruluk kontrolü yaparak, kullanıcıların gerçek bilgiye ulaşmasına katkı sağlıyor. Doğru bilgiye ulaşmanın her gün daha zor hâle geldiği günümüzde özellikle sosyal medya üzerinden yürütülen algı çalışmalarının, seçim dönemlerinde doğru bilgi edinme açısından ne ifade ettiğini, adil bir seçim süreci için nelere dikkat edilmesi gerektiğini Doğruluk Payı’ndan Koray Kaplıca ile konuştuk.

2019 İBB SEÇİMLERİNDE MAHALLELERİN SEÇİMİ | Mustafa Sönmez

İndirilebilir İçerik

İSTANBUL METROPOLİTEN ALANINDA 2018-2022 DÖNEMİNDE NÜFUS HAREKETLİLİĞİ | Ali Cenap Yoloğlu + Fikret Zorlu

İstanbul’un bölgelerarası dengeyi sağlayabilecek bir bölgesel kalkınma stratejisinin olmaması nedeniyle kentin metropoliten alanında nüfus artışı sürüyor. Kentin ulaşım, altyapı ve mekân niteliğine yönelik planlama ve yatırımlar yetersiz kalarak yaşam koşullarını zorlaştırıyor. Bu yöndeki politika, yatırım ve eğilimlerin ne düzeyde etkili olduğu sorusu ilçeler arası nüfus hareketliliği, nüfus artışının sürmesi ve diğer bölgelere yönelimin sınırlı olmasının nedenleri üzerinden tartışılabilir.

İstanbul’un  Kronik  Sorunu: Su Güvenliği | Dursun Yıldız

İstanbul’un uzun yıllar boyunca plansız büyümesi, çarpık yapılaşması, artan nüfusu ve kontrolsüz yayılımı diğer birçok konuda olduğu gibi suyun planlı bir şekilde yönetimini zora sokuyor. Diğer yandan kent, iklim krizine bağlı aşırı hava olayları, Melen Barajı sorunu, Kanal İstanbul projesi ve olası Marmara Depremi gibi “su güvenliği riski” yaratabilecek konularla karşı karşıya. Kapsamlı çözüm önerilerinin yer aldığı ve çerçeve yol haritası niteliğindeki İSKİ Su ve Kanalizasyon Master Planı 2053’ün çare olabilmesi için kentin diğer planlarıyla uyumlu biçimde uygulanması, somut hedeflerinin net biçimde ortaya konulması ve katılımcı bir yönetim anlayışıyla hayata geçirilmesi gerekiyor.

 

MEGA KENTLER, MEGA PROJELER: KENTSEL RAYLI SİSTEMLER | Pelin Alpkökin 

İndirilebilir İçerik

Raylı sistemler; iklim değişikliğiyle mücadele, ekonomik kazanımlar, istihdam, konforlu ve hızlı yolculuk gibi konularda kentlerdeki yaşamı doğrudan olumlu etkiliyor ve katkıda bulunuyor. İstanbul gibi nüfusun yoğun, yolculuk sürelerinin uzun, iklim değişikliğinin ve çevre sorunlarının olduğu bir metropolde, yapımına devam eden raylı sistem hatları çözümün önemli bir parçası. Bu projelerin yanı sıra, yapımı planlanan  İstanbul raylı sistem ağının uzunluğunu yaklaşık 740 km.’ye çıkaracak yeni nesil ekspres metro HIZRAY Projesi’nin çevreye ve kent yaşam kalitesine olumlu etkilerinin yanı sıra yaratacağı istihdam ve artı değerle de kent ekonomisine büyük katkısının olması bekleniyor. 

İndirilebilir İçerik

“Sokaklardan Evlere”: 90’lardan Günümüze Müzik | Levent Kaya Ocakaçan

İstanbul her zaman kendine özgü bir müzik ve eğlence hayatına sahne oldu. İçine kapandığı uzun bir süreden sonra 1990’larla beraber dünyaya tekrar açılmaya başlayan kentte farklı müzik türleri kentlilerle buluşurken müzik ve eğlence mekânları da giderek çeşitlendi. 2010’lara kadar süren bu durum bugün yerini tam tersi bir sürece, müzik ve eğlence bakımından “çoraklaşmaya” bıraktı.

İstanbul’da Müziğin ve Konserlerin 60 Yıllık Dönüşümü | Derya Bengi (Söyleşi)

Bugün uzak bir geçmiş gibi gelen stadyum konserleri, farklı türlerde ardı ardına düzenlenen müzik etkinlikleri, performans mekanları on yıllara yayılan bir dönüşüm sonucunda İstanbul’un ve İstanbulluların gerçeği olmuştu. Türlü mücadeleler ve sosyo-ekonomik dönüşümlerle gazinolardan Gülhane’ye, stadyumlardan festivallere bir seyir izleyen konserler, esasında sadece müziğe değil, bir kentin, bir ülkenin hatta dünyanın sosyo-ekonomik ve siyasi dönüşümüne dair çok şey anlatıyor. Bu dönüşümü uzun yıllar Roll dergisinin yayın yönetmenliğini yapan, ülkemizin en önde gelen müzik ve popüler kültür araştırmacı ve yazarlarından Derya Bengi ile konuştuk. 

Sponsorun ve Paranın Olmadığı Bir Festival: BARIŞAROCK | Taner Öngür (Söyleşi)

Barışarock birçok bakımdan İstanbul’un -ve Türkiye’nin- müzik tarihinde önemli bir dönemeç: İstanbul’un geç kavuştuğu müzik festivallerinin öncülerinden olmanın ötesinde sponsorların gölgesinde olmayan, müziğin araçsallaştırılmadığı, alternatif bir siyasi duruşun sergilendiği, kapsamlı bir dayanışma ve gönüllülük üzerinden düzenlenen, çeşitli tür müziklerin ve seslerin bir arada olduğu büyük bir müzik buluşması. Barışarock’ın 2003’te başlayıp 2008’e kadar süren hikayesinin yanı sıra İstanbul’daki müzik ve festival hayatının Barışarock’tan önceki ve sonraki durumunu Moğollar üyesi ve Barışarock’ın düzenleyicilerinden Taner Öngür ile konuştuk.

“Gençler festival ruhunu üniversite festivallerinde tanıyordu”  | Aylin Aslım (Söyleşi)

1993 yılının stadyum konserleri İstanbul’da müzik ve konser tarihi içerisinde kayda değer bir kilometre taşı konumunda bulunuyor. Sonrasındaysa hem seyircilerin hem de müzisyenlerin canlı müzikle etkileşimi önceki on yıllara göre çok daha farklı seyretti. Umut vadeden heyecanlı bir müzik ortamı sonraki yıllarda son derece sınırlı bir sektöre dönüştü. Bu dönüşümün nedenlerini sahneye ilk defa Kasım 1996’da çıkan Türk rock müziğinin önemli isimlerinden Aylin Aslım ile konuştuk.

İSTANBUL HİP-HOP KÜLTÜRÜNÜN KISA TARİHİ | Seda Niğbolu

Hip-hop, ağırlıklı olarak söze dayalı müziğinin yanı sıra dansı grafitisi, giyim stiliyle -özellikle çıkışında- toplumsal muhalefete ait unsurlarla bezenmiş ve iktidarla derdi olan bir alt-kültür. Bu kültür Ataköy’de, Kadıköy’de, Atlas Pasajı’nda, sokaklarda başlayan protest yanı güçlü ilk hip-hop buluşmaları sonrasında festivallere, büyük konser mekânlarına taşındı. Her ne kadar temalarda zenginlik arzusu, lüks yaşam, para ve otomobiller gibi sınıf atlama özlemler öne çıksa da hip-hop’un altında hâlâ eşitsizlikler ve sınıf söylemi yatıyor.

“KÜLTÜR-SANATA ERİŞİME BIR KÜLTÜR HAKKI OLARAK BAKIYORUZ” 

İndirilebilir İçerik

Çeşitlilik ve Yaratıcılığın Buluştuğu Yedikule: AMS MADE IT Atölye Deneyimi | Ceren BALMUMCU + Derya KOÇAŞ + Gülay DİDİR + İrem İNCETUZCU + Kübra TÜRK + Şebnem ÇEBİ + Şevval CEFİK   

İndirilebilir İçerik

Tarihi Yarımada’nın en eski yerleşim yerlerinden biri olan Yedikule’de zamanla değişen toplum, kendi kültürü, günlük yaşam dinamikleri ve kent mekânını kullanım alışkanlıklarıyla Yedikule’nin fiziki dokusunu da değiştirmiş. Hem geçmiş toplumun hem de günümüz sakinlerinin ortak bir ürünü olan kent dokusunun sorunlarını ve potansiyellerini kentsel tasarım perspektifinden incelemek, farklı boyutlarla ele almak için AMS MADE IT Atölyesi aracılığıyla büyük bir fırsat elde ettik. 

Afet ve Acil Durumların Yönetiminde Toplumsal Cinsiyetin Anaakımlaştırılması Neden Önemli? | İBB Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı 

İndirilebilir İçerik

Toplumsal cinsiyet perspektifine sahip afet politikaları üretilmesini, kadın hareketinin ve kadınların özne olarak sürecin içinde yer almasını sağlamak amacıyla sivil toplum ve kamu arasında bir işbirliği süreci başlatıldı. Bu kapsamda alanda aktif çalışmalar gerçekleştiren kadınlar, kadın örgütleri ve sivil toplum kuruluşları ile “Afet ve Kadın Çalıştayı” düzenlendi. Kurulan bu ilişki ve iletişim ağının, toplumsal cinsiyet eşitliği bağlamında oluşturulacak hak temelli sosyal hizmet uygulamaları ve kentsel hizmetlere aracılık etmesi amaçlanıyor.

İstanbul’un Risk Altındaki Kelebekleri | Umut GÜNGÖR + Merve KURT

Kelebekler gerek besin kaynağı gerekse tozlandırıcı olarak yaban hayatın dengesinde önemli bir konuma sahip. İstanbul da birçok kelebek türüne ev sahipliği yapsa da bu türlerin bir kısmı yok edildi ve geriye kalanlar da risk altında. Bunun başlıca nedeni farklı biçimlerde meydana gelen habitat tahribatı. Mevcut durumda sık rastlanan, nadiren görülen ve yok edilen kelebek türlerinden örnekler, bize kelebeklerin İstanbul için önemini hatırlatıyor.

 AÇIK VE YEŞİL ALANLAR | Nilay Özger + Tuğçe Tunç 

İndirilebilir İçerik